Üçlemeyi oluşturan filmlerin ortak özelliği, öykülerinin karamsarlık ve mutsuzluk içermeleri, ruhen örselenmiş, inançlarını yitirmiş karakterlerinin yalnız, umutsuz ve iletişimsiz olmalarıdır.
AYNADAKİ GİBİ - "Såsom I En Spegel" (1961 - İsveç) - IMDb: 8,1 (1 Oscar + 2 ödül) Yönetmen + Senaryo: Ingmar Bergman |
Açıklama: Karin (Harriet Anderson), kocası Martin (Max von Sydow), babası David (Gunnar Björnstrand) ve kardeşi Minus'la (Lars Passgård) birlikte bir adada tatil yapmaktadır. Karin (Harriet Anderson), hastalığından dolayı birkaç ay akıl hastanesinde kalmıştır. Kocası Martin (Max von Sydow), karısını çok sevmesine rağmen onunla iletişim kurmakta ve ona ulaşmakta güçlük çekmektedir. Babası David, kendi dünyasına kapanmış bir yazardır. Duygusal olarak izole bir ortamda yetişen Minus (Lars Passgård), sevgi ve şefkate açtır. Aile içinde gelişen beklenmedik olaylar, tüm ilişkileri kökten değiştirecektir.
Ingmar Bergman, dokuz kez Oscar'a aday gösterilmiş, insan ruhunun hem karanlık ve umutsuz, hem en eğlenceli ve umut dolu yanlarını aynı ustalık ve derinlikle filmlerine yansıtmış bir yönetmendir. Filmleri, gerek görsel gerekse karakter derinliği ve olay örgüsü açısından modern sinema yönetmenleri için çok önemli bir ilham kaynağı olmuştur. KIŞ IŞIĞI - "Nattvardsgästerna" (1962 - İsveç) - IMDb: 8,0 (1 ödül) Yönetmen + Senaryo: Ingmar Bergman |
Açıklama: Bergman’ın diğer filmleriyle kıyaslandığında daha kısa bir filmdir ve üçlemenin ikinci filmidir. Filmde, ailesinin hayalini gerçekleştirip papaz olan, Tanrı’ya sonuna kadar güvenen ve onun kendisini, diğer insanlara nazaran daha fazla koruduğunu düşünen bir karakter anlatılır. Bu karakterin yaşamında bir kırılma gerçekleşir, sevdiği kadın ölür. Bu ölüm onun inancını sarsar ve bu sarsıntı Tanrı’yı sorgulamasına neden olur. Film “Neden yaşamaya devam etmeliyiz?” sorusu kırsalında yol alır. Önemli hatırlatma; kilisedeki görevlinin İncil yorumları dikkate değer!
Kış Işığı filminin adeta dışarıdan sızan ışıkların içeriyi aydınlatmaya çalışması ya da Papaz Tomas'ın birçok sahnede sanki ihtiyacı varmış gibi sürekli pencerenin aydınlattığı alana yönelmesi birşeylere ihtiyaç duymasından kaynaklanır. Şüphesiz aradığı şey Tanrı'nın sesi değil, algısını değiştirecek, çarpıtacak yıldırımın sesidir...
SESSİZLİK - "Tystnaden" (1963 - İsveç) - IMDb: 8,1 (3 ödül) Yönetmen + Senaryo: Ingmar Bergman |
Açıklama: Üçlemenin son filmi. Aklın ve duyguların (ya da bedenin) sembolik olarak mücadele ettiği bir film "Sessizlik" ve gerçekten de adı gibi bir film, sessiz yani. Filmde birbirini pek de sevmeyen, birbirine dokunmayan iki kız kardeş, Ester (Ingrid Thulin) ve Anna (Gunnel Lindblom) anlatılır. Ester, Anna ve Anna’nın çocuğu Jonas, tren yolculuklarına ara vererek, dillerini hiç bilmedikleri bir yerde bir otele yerleşir. Tüm bunlara ek olarak büyük kardeşin ölümcül bir hastalığı vardır. Bergman’ın hemen hemen tüm filmleri gibi kötümserlik ve kasvet var bu filminde de. Kendi ifadesine göre de, onun en kişisel, özel yaşantısını en iyi yansıtan filmi, bir umutsuzluk ve yalnızlık senfonisi.
Birbirinin devamı niteliğinde olan, birbiri ile karakterler veya konu açısından bağlantılı olan üç eserden oluşur. Genellikle edebiyat, sinema, video oyunu ve tiyatro alanlarında kullanılır. Bu türdeki eserler bazen bir bütün, bazen de üç ayrı çalışma olarak kabul edilir.
Ben sinema tarihinde önemli yeri olan üçlemeleri öğütüyorum...