2 Eylül 2015 Çarşamba

SİNEMADA ÜÇLEMELER: 24. Hindistanlı sinemacı Satyajit Ray'in "APU'nun DÜNYASI ÜÇLEMESİ"


YOL TÜRKÜSÜ  -  "Pather Panchali"
(1955 - Hindistan)  -  IMDb: 8,3 (8 ödül)
Yönetmen: Satyajit Ray
Yol Türküsü, 1955 Hindistan yapımı dramatik filmdir. Özgün adı Pather Panchali olan film 1970'lerde TRT'de Zorlu YaşamadıylaNisan 1995'te 14. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nde de Yol Ağıtı adıyla gösterilmiştir. Film uluslararası gösterimlerde "Song of the Little Road" adıyla da gösterilmiştir. Senaryosunu Bengalli yazar Bibhutibhushan Bandyopadhyay'in aynı adlı yarı otobiyografik romanından kendisinin uyarlayıp yazdığı filmi Bengalli sinemacı Satyajit Ray yönetmiş. Ray'in senaryosunun yazılmasına da katkıda bulunduğu filmin yapımcılığını Batı Bengal Hükümeti üstlenmiş. "Yol Türküsü" sanatçı bir aileden gelen Ray'in ilk sinema filmidir. Üniversitedeyken hümanist şair Rabindranath Tagore'la tanışmış ve ondan dersler almış olan Ray, Londra ziyaretinde İtalyan Yeni Gerçekçiliği sinema akımından çok etkilenmiş, hattâ akımın en ünlü filmi olan Vittorio De Sica'nın Bisiklet Hırsızları'nı seyrettikten sonra bu filmi yapmaya karar vermiş. Tamamen amatör oyuncularla ve deneyimsiz bir teknik ekiple çekilen ve 3.000 dolar gibi komik derecede düşük bir bütçeyle tamamlanan "Pather Panchali" (Yol Türküsü), Satyajit Ray'in Apu Üçlemesi'ni oluşturan filmlerinin ilki. Her üç film de Bandyopadhyay'ın kitaplarından uyarlanmış ve müzikleri Ravi Shankar tarafından bestelenmiş.
1920'li yıllarda Bengal'in kırsalında geçen film, Apu adlı çocuğun yoksul ve umutsuz dünyasını anlatır. Bunu yaparken duygu sömürüsüne başvurmaz. 
1947 yılında bağımsızlığını kazanmış olan Hindistan'dan çıkmış uluslararası çapta ilk önemli film olan "Yol Türküsü", 1956 yılında Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye'ye aday gösterilmiş aynı festivalde "İnsanlık Belgesi Ödülü" ve "OCIC Özel Mansiyon Ödülü" nü almış. Ayrıca "En iyi film" dalında Bodil Ödülü'nü kazanmış, BAFTA ödülüne de aday gösterilmiş.
20. yüzyılın başlarında, Bangladeş'in bir köyünde fakir bir Brahman ailesinin Apu adında bir çocukları olur. Bir şair ve rahip olan babası ailesini geçindirmeye yatecek kadar para kazanamamaktadır. Kız kardeşi de sürekli olarak komşunun bahçesinden guava isimli bir meyve çalmaktadır. Bütün bunlar aileyle birlikte yaşayan yaşlı teyzelerinin bitmez tükenmez dırdırları, annesini zaten zor hayatını iyice güçleştirmektedir.




YENİLMEZ  -  "Aparajito"
(1956 - Hindistan)  -  IMDb: 8,1 (4 ödül)
Yönetmen: Satyajit Ray
YenilmezBengalli sinemacı Satyajit Ray'in yönettiği filmin senaryosunu da yine Ray, Bengalli yazar Bibhutibhushan Bandyopadhyay'in "Aparajita" adlı yarı otobiyografik romanından uyarlayıp yazmıştır. "Yenilmez" (Aparajito), Satyajit Ray'in Apu Üçlemesi'ni oluşturan filmlerinin ikincisidir. Üçlemenin diğer filmleri ise: 1955 tarihli Yol Türküsü (Pather Panchali) ve 1959'da tamamlanan Apu'nun Dünyası (Apur Sansar)'dır. Bu filmin müziğini, diğer iki filmin müziklerini de yapan Ravi Shankar bestelemiştir. Her üç filmin öyküsü de Bibhutibhushan Bandyopadhyay (Bibhutibhushan Banerjee olarak da biliniyor)'ın kitaplarından uyarlanmıştır. Bu film de diğerleri gibi siyah beyaz çekilmiştir ve düşük bir bütçeyle tamamlanmıştır.
Aparajito (Yenilmez), Satyajit Ray’ın muhteşem Apu üçlemesinin ikinci filmi. Pather Panchali (Yol Türküsü) filminde ablasının ölümünün ardından küçük Apu ve ailesi Benares’e taşınmıştır. Babası Harihar, Ganj kıyılarında rahiplik yaparak hayatını kazanırken çocuk da içinde barındırdığı zengin görüntü ve ses karışımından büyülenmiş ve hoşnut bir halde kenti dolaşır. Ne var ki Harihar bir hastalığa yakalanıp ölür ve Apu’nun tek başına ayakta kalmaya gücü yetmeyen annesi Sarbojaya, oğlunu yeniden taşraya, kayınpederinin evine götürür. Daha büyük bir dünyanın tadını almış olan Apu, içinde büyüdüğü basit köy hayatıyla yetinemeyecek duruma gelmiştir; köyün öğretmeni de onun tutku ve meraklarını teşvik eder. 16 yaşında Kalküta’da öğrenim görmek için bir burs kazanır. Kent yaşamına kendini kaptıran Apu eve çok seyrek ve gönülsüzce döner. Yalnız ve umutsuz derecede hasta olan Sarbojaya, oğlunun eğitimine engel olmaktan korktuğu için, onun merhametine sığınmayı reddeder. Sonunda, Apu’nun amcasından aldığı bir mektup onu eve getirir; ama bir gün geç kalmıştır. Cenazeden sonra Apu, babasının izinden giderek rahip olmayı reddeder ve yeniden Kalküta’ya döner.

Aparajito, 
Satyajit Ray’ın üçlemesi arasındaki olmazsa olmaz köprüyü oluşturur. Pather Panchali’nin Bengal köyündeki değişmeyen, kendiyle sınırlı yaşantıyı kentin yıkıcı etkisine doğru taşır ve bu arada filmin genç kahramanının iki dünya arasında bölünmesini, yavaş yavaş ve kaçınılmaz olarak ailesinden uzaklaşmasını anlatır. Her zaman olduğu gibi Satyajit Ray, bir karakterin ya da diğerinin lehine zar tutmaz. Apu’nun daha büyük bir dünya arayışını anlarız; öğrenmekten aldığı zevki, kişisel başarı duygusunu paylaşırız. Ancak aynı zamanda Sarbojaya’nın acısını da görürüz; kızını erken yaşta kaybetmiştir ve şimdi de oğlunu kaybetmektedir. Filmin en dokunaklı anında, ölümün eşiğindeki Sarbojaya, geceleyin, Apu’yu son bir kez ona getireceğini umduğu treni bekler. Uzaklardan bir tren gelir; kadın zar zor ama istekle doğrulur, gözünü dikip karanlığa bakar. Dışarıda sessizlikten ve ateş böceklerinin dansından başka bir şey yoktur.




APU'NUN DÜNYASI  -  "Apur Sansar"
(1959 - Hindistan)  -  IMDb: 8,1 (4 ödül)
Yönetmen: Satyajit Ray
Apu'nun Dünyası, Satyajit Ray'in Apu Üçlemesi'ni oluşturan filmlerinin sonuncusudur. Her üç filmin öyküsü de Bibhutibhushan Bandyopadhyay'ın kitaplarından uyarlanmıştır. Bu film de diğerleri gibi siyah beyaz çekilmiştir ve düşük bir bütçeyle tamamlanmıştır.
"Apu'nun Dünyası" filminde olaylar üçlemenin ikinci filmi olan "Yenilmez"'in kaldığı yerden devam eder. Artık okulundan yeni mezun olmuş bir erişkin olarak Apu'nun kalabalık mega kent Kalküta'da işsiz geçen günleri, yazar olma hayalleri ve nihayet bir evlilik yapmasıyla bu sorumsuz günlerinin sona ermesi anlatılır. Apu ilk filmde halasını ve kızkardeşini, ikinci filmde de babası ve annesini kaybettiği ve artık yaşça iyice büyümüş olduğu için Satyajit Ray üçlemenin bu sonuncu filminde tamamen farklı bir oyuncu kadrosu ile çalışmış. Daha sonra birçok filminde de rol vereceği bu oyunculardan Sharmila Tagore, Satyajit Ray'in aile dostları ve hocası olan hümanist şair Rabindranath Tagore'un büyük torunudur.
Satyajit Ray'in Apu Üçlemesi'ni oluşturan filmler neredeyse tek bir filmin bölümleri gibi tasarlanmıştır ve bir devamlılığı vardır. Birinin bittiği yerde konuyu diğeri devralır. Üçlemenin ilk filmi Yol Türküsü (1955)'nde Apu'nun küçüklüğü ve doğduğu köydeki yaşantısı anlatılır. İkinci film Yenilmez(1956)'de ise Apu'nun eğitim yılları anlatılır. İlk filmde ihtiyar halası ve küçük kızkardeşini, ikinci filmde de babası ve annesini kaybeden Apu artık dünyada yapayalnızdır. Üçlemenin sonuncu filmi Apu'nun Dünyası'nda, başarılı bir orta eğitimden sonra eğitmenlerinin dikkatini çekmiş olan Apu, özel bir bursla gönderildiği kolejden ödenek yokluğu nedeniyle eğitimini tam olarak bitiremeden orta bir dereceyle mezun olabilmiştir. Artık bir erişkin olan Apu mega kent Kalküta'da salaş bir apartman dairesinde oturmaktadır. Henüz kendine uygun bir iş bulamamıştır, zaten ciddi olarak bir iş de aramaz. Ara sıra özel dersler vererek ve kitaplarını satarak geçinmeye çalışır. İçine kapanık bir yaşantı süren Apu'nun tek hayâli iyi bir yazar olabilmektir ve henüz tamamlayamadığı bir romanı vardır. Kolejden samimi arkadaşı Pulu, Apu'yu kuzeninin Khuina köyündeki düğününe davet eder. Nehir yoluyla yapılacak bu şiirsel yolculuk Apu'nun reddemeyeceği kadar cazip bir olaydır. Geleneklere göre düzenlenen düğün daha başlamadan damat adayı delirir. İnanışa göre Pulu'nun kuzeni Aparna, evlenmek için en uygun olan bu kutsal günü kaçırırsa lanetlenerek evde kalacaktır. Pulu, el altındaki en elverişli damat adayı o olduğu için Apu'dan damat olmasını rica eder. Zaten kızın annesi de, yüzünü İlah Krişna'ya benzettiği Apu'ya hayran olmuştur. Bu teklife önce şiddetle itiraz eden Apu daha sonra kızı bu güç durumdan kurtarmanın asil bir davranış olacağına karar vererek evlenmeyi kabul eder. Hiç hesapta yokken dünya evine giren Apu, yeni eşi Apurna'yı Kalküta'ya götürür ve yoksul hayatını onunla paylaşmaya başlar. Yeni evli çift burada birbirlerini tanımaya çalışırlar. Bu süreçte çift arasında en küçük bir fiziksel temas (sarılma, öpme vb) bile perdede gösterilmez. Apurna gebe kaldığında Apu onu bir süreliğine baba evine gönderir. Ancak bir süre sonra Apurna'nın doğum yaparken öldüğü haberini alır. Apurna bir oğlan çocuğu dünyaya getirmiştir. Kedere boğulan Apu karısının ölümünden sorumlu tuttuğu oğlunu görmek istemez. Umutsuzluğa düşen ve hayata küsen Apu yazdığı romanı yok eder ve kömür madenlerinde çalışmaya başlar. Beş yıl aradan sonra arkadaşı Pulu onu tekrar bulur ve hayatındaki ikinci önemli değişikliği ona yaşatır: Apu'nun oğluna kavuşmasını sağlar.






Üçleme, "triloji" veya "üçlü yapıt" ...
Birbirinin devamı niteliğinde olan, birbiri ile karakterler veya konu açısından bağlantılı olan üç eserden oluşur. Genellikle edebiyat, sinema, video oyunu ve tiyatro alanlarında kullanılır.  Bu türdeki eserler bazen bir bütün, bazen de üç ayrı çalışma olarak kabul edilir.

Ben sinema tarihinde önemli yeri olan üçlemeleri öğütüyorum...