Türk Sinemasında Üçlemeler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Türk Sinemasında Üçlemeler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Eylül 2015 Cumartesi

SİNEMADA ÜÇLEMELER: 59. Remzi Jöntürk'ün "ADAM ÜÇLEMESİ"




YARINSIZ ADAM 
(1976 - Türkiye)  -  IMDb: 6,4
Yönetmen + Senaryo: Remzi Jöntürk
Oyuncular: Cüneyt Arkın, Betül Asçioğlu, Bilal İnci, Macit Flordun, Orhan Alkan, Baykal Kent, Mete İnselel, ...
Açıklama: Küçük yaşta basit bir suçtan hapishanelere düşen, oradan da değişik olaylar nedeniyle yüksek cezalar alan Murat (Cüneyt Arkın), bir mafya babasının dikkatini çeker ve hapisten sonra onun yanında çalışmaya başlar. Haksızlığı içine sindiremeyen Murat, yoksul vatandaşın yanında olacak, haksız kazanç sağlayanların karşısında olacaktır. Bir yandan da kendi dünyasında kendi hayatını sorgulayacaktır...





SATILMIŞ ADAM
(1977Türkiye)  -  IMDb: 5,3
Yönetmen: Remzi Jöntürk
Senaryo: Safa Önal
Oyuncular: Cüneyt ArkınPerihan Savaş, Nejat Özbek, Mahmut Tahrani, İsmail Hakkı Şen, ...
Açıklama: Halil (Cüneyt Arkın) başarılı bir kiralık katildir. Töreye karşı gelip babasının istediği adam yerine başkasına kaçan kızını öldürtmek isteyen Mahmut (Mahmut Tahrani) tarafından tutulur. Sevgililerin peşine düşen Halil onları kısa sürede yakalar ve Mahmut beye teslim etmek üzere esir alır. Ancak ne kadar kiralık bir katil olsada vicdanı el vermeyecek ve bu aşıklar için büyük fedekarlık yapacaktır.





YIKILMAYAN ADAM
(1977 - Türkiye)  -  IMDb: 5,7 (2 ödül) 
Yönetmen + Senaryo: Remzi Jöntürk
Oyuncular: Cüneyt Arkın, Suna Yıldızoğlu, Eşref Kolçak, Levent Çakır, Kayhan Yıldızoğlu, Memduh Ün, Macit Flordun, Turgut Özatay, ...
Açıklama: Ailesinin baskısına rağmen, sevdiği sendikacı gençle evlenen zengin bir kızın öyküsü...




































18 Eylül 2015 Cuma

SİNEMADA ÜÇLEMELER: 56. "SÜREYYA DURU - VEDAT TÜRKALİ ÜÇLEMESİ"




BEDRANA 
(1974 - Türkiye)  -  IMDb: 7,2 (3 ödül) 
Oyuncular: Aytaç Arman, Perihan Savaş, Tuncer Necmioğlu, ...
Açıklama: Bekir Yıldız'ın 1971 yılında yazdığı SAHİPSİZLER isimli yapıtında yer alan hikayelerden Vedat Türkali tarafından senaryolaştırılmış‚ BEDRANA adı ile 1974’de Süreyya Duru tarafından sinemaya uyarlanmış. 

Filmde, Bedrana (Perihan Savaş) ve Davut’un (Aytaç Arman) töreye rağmen birlikte olma mücadelesi konu edilir. Bedrana ile Davut birbirilerini severler. Davut bir gün genç kızı kaçırmaya karar verir. Fakat köylüler peşlerine düşünce Köy Ağası'na sığınırlar. Ağa, Bedrana’nın başlık parasını verir ve Davut’u da himayesine alır. Ancak yaptığı bu iyiliğin karşılığında ondan kaçakçılık yapmasını ister. Davut’un yokluğunda ise çoban Hamza, Bedrana’yı kaçırır. Bunun üzerine köylüler Davut’tan namusunu temizlemesini bekleyeceklerdir. Ya kadın intihar edecek, ya da adam eşini öldürecektir. 





KARA ÇARŞAFLI GELİN
(1975 - Türkiye)  -  IMDb: 8,5 (4 ödül)
Yönetmen: Süreyya Duru
Senaryo: Vedat TürkaliBekir Yıdız
Oyuncular: Hakan Balamir (Müslüm), Semra Özdamar (Güllüşan), Aytaç Arman (Vakkas), Aliye Rona (Zara), Hüseyin Peyda (Cemal), Zülfikar Divani (Ağa), İhsan Yüce (Kahya), Rengin Arda (Cemalin Gelini), Sırrı Elitaş (Zülküf), Sabahat Işık (Zemzem), Menderes Samancılar (Haydar), ...
Açıklama: Kara Çarşaflı Gelin, Bekir Yıldız'ın üç ayrı romanının (Kara Çarşaflı Gelin, Kaçakçı Şahan ve Barutçu Maho), Vedat Türkali tarafından senaryolaştırılmış, Süreyya Duru'nun yönetmenliğinde sinemaya uyarlanmış. 

Film Urfa yöresinde geçer. Ağanın emriyle bir köylü, başka bir köylüyü vurur. O tutuklanınca, kızı Güllüşan babasının işlediği cinayetin bedeli olarak ölü evine gönderilir. Güllüşan bundan böyle, acılı Zara Ana ve onun yetim oğulları Müslüm ve Vakkas ile birlikte yaşayacaktır. Aradan yıllar geçer. Zara’nın askerlikten döner dönmez evlendirmek istediği Vakkas Güllüşan’a gönlünü kaptırır; Güllüşan da ona. Bu arada Müslüm ve Vakkas babalarının ölümünün ardında ağanın olduğundan şüphelenmektedirler. Bir yandan da ülkede toprak reformu gerçekleştiği için, ağa gücünü kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Ona direnen köylüler çareyi yine en iyi bildikleri ama en tehlikeli yol olan kaçakçılık yapmakta bulurlar. 




GÜNEŞLİ BATAKLIK
(1978 - Türkiye)  -  IMDb: 7,8 (1 Oscar + 6 ödül)
Yönetmen: Süreyya Duru
Senaryo: Vedat Türkali
Oyuncular: Hakan Balamir (Gümüşanali)Semra Özdamar (Zehra)Aytaç Arman (Salih), ... 
Açıklama: Aynı fabrikada çalışan iki gençle, bir işçi kızın psikolojik aşk öyküsü. Bir fabrikada çalışan kız ve erkekten öte, fabrikalar için patron rekabetleri, kirli ihaleler, sendika hareketleri, grev kırıcılar ve daha pek çok '80 öncesi Türkiye halleri ...











Üçleme, "triloji" veya "üçlü yapıt" ...
Birbirinin devamı niteliğinde olan, birbiri ile karakterler veya konu açısından bağlantılı olan üç eserden oluşur. Genellikle edebiyat, sinema, video oyunu ve tiyatro alanlarında kullanılır.  Bu türdeki eserler bazen bir bütün, bazen de üç ayrı çalışma olarak kabul edilir.

Ben sinema tarihinde önemli yeri olan üçlemeleri öğütüyorum...


16 Eylül 2015 Çarşamba

SİNEMADA ÜÇLEMELER: 54. Ömer Lütfi Akad'ın " GÖÇ ÜÇLEMESİ"

Lütfi Ö. Akad'ın “Göç Üçlemesi” Gelin (1973), Düğün (1973) Diyet (1974) filmlerinden oluşur. Lütfi Akad ustanın üçleme çekme düşüncesiyle arka arkaya çektiği filmlerdir bunlar. Ustanın gözlemlerine dayanır. 

Akad bu durumu şöyle anlatır: "Yıllardan beri bir gerçek vardır; kır kesiminden büyük kentlere akınlar oluyor. Yalnız büyük kentlere değil, yurtdışına da akınlar oluyor. (…) On iki yıla yakın Mecidiyeköy’de oturdum. Bu insanlar çevremde oturan insanlardı. Bunların içinden bazıları da bize yardımcı olarak evde çalışmaya gelirlerdi. Gerek bahçede bahçıvan olarak, gerek evde eşime yardımcı olarak gelenler oldu. Müşahede ettiğim ana müşterek vasıfları şu: Hangi sınıftan, hangi kesimden gelirse gelsin Anadolu’dan gelen insanlarımız sıradan insanlar değil. Hepsi çetin ceviz. Mücadeleci ve başarılı insanlar. Gelip de başarısız olan hemen hemen yok. Başarısız olacak olan zaten gelmiyor.  Bir de bir şey var: Son derece efendi, son derece iyi ve geleneksel kültürlerinin bütün iyi vasıflarını taşıyan insanlar. Yalnız gelirken bir ormana geldiklerinin bilinci içinde geliyorlar. Ve bu ormanda yaşamanın kurallarına uyuyorlar. O zaman yırtıcı ve kırıcı oluyorlar. Ama kökenlerinde son derece iyi insanlar... Bu insanların hikâyelerini anlatmayı düşündüm. Yani İstanbul’a gelenlerin nasıl tutunmaya gayret ettiklerini ve bu orman kavgası içinde tutunmak mecburiyetinde olduklarını. Geri de dönemezler. Geri dönmelerinin olanaksızlığını anlatmak istedim. Bunun birçok örneğini gerçek hayatta gördüm. 
Gelin’de ilk gelenler: Taşra eşrafı, küçük sermaye sahibidir. Memlekette bütün varlarını yoklarını satıp burada sermayeleriyle tutunma kavgasına girişiyorlar. 
İkinci film ‘Düğün’… Bu kez gelenlerin ne sermayesi var ne zenaatleri. Hiçbir şeyleri yok. Çırılçıplak geliyorlar. Anadan doğma bir çıplaklıkla geliyorlar. Altı kardeş, Urfalı. Ve bunlar orada tutunuyorlar. Örneklerini de gözlerimle gördüm. Seyyar satıcılık yapıyorlar. Fakat tutunmak için birbirlerini de yemek zorundalar. Tutunmak için birbirlerinin etini rahatlıkla yiyebiliyorlar.  
Üçüncü film ‘Diyet’te de kır kesiminden gelip fabrikada çalışan, gene sermayesiz olarak gelip fabrikada çalışan insanların yavaş yavaş sınıf bilincine ulaşması… Bu bilince ermelerinin hikâyesini anlatmaya çalıştım. 
(Lütfi Ö. Akad. Âlim Şerif Onaran, Afa, 1990. İkinci Basım Agora Kitaplığı, 2013)      

Lütfi Akad’ın göç üçlemesinin yapımcısı Erman Film’dir. Akad bu filmlerle muhasebe işlerinden sorumlu olarak girdiği ve yönetmenliğe başladığı ve bu üçlemeyi çekmesine olanak sağlayan Erman Film’e karşı filmleri başarıyla tamamlayarak ödevini yerine getirdiğini düşünür.

Alıntı: http://www.bubenimkoyum.com
Yazar: Mesut KARA


GELİN 
(1973 - Türkiye)  -  IMDb: 7,8 (3 ödül)
Yönetmen + Senaryo: Ö. Lütfi Akad
Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Kerem Yılmazer, Kahraman Kıral, Ali Şen, Kamran Usluer, Aliye Rona, Seden Kiziltunç, Aliye Rona, Jeyan Mahfi Tözüm, ... 
Açıklama: Ömer Lütfi Akad’ın “Köyden Kente Göç“ üçlemesinin ilk filminde, Yozgat’tan “taşı toprağı altın“ İstanbul’a göçen ailenin beraberinde getirdiği umutları ve gelenekleriyle ayakta kalma mücadelesine tanık oluyoruz. Kendilerini bekleyen bu bambaşka dünyada en önemli kavgalarının para ve daha fazla kazanmak olduğu bu ailenin en küçük ferdi Osman, amansız bir hastalığa yakalanır ve bunu görebilen tek kişi annesi Meryem (Hülya Koçyiğit)’dir. Meryem, diğer aile üyelerine bu gerçeği kabul ettirmek ve tedaviye başlanması için türlü uğraşlar verirken, bu insanların tek derdi yeni açılan marketin borçlarını ödeyebilmektir. Kadının bağımsızlığını kazanmasıyla ve dönemin Anadolu ailesinin feodal yapısını yerle bir eden finaliyle Gelin, sadece döneminin değil Türk sinemasının en önemli yapıtlarından biridir.
Ödüller:  
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (5. Adana Altın Koza Film Şenliği-1973)  
En İyi Film (5. Adana Altın Koza Film Şenliği-1973)  
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (5. Adana Altın Koza Film Şenliği-1973)




DÜĞÜN 
(1973 - Türkiye)  -  IMDb: 7 (2 ödül)
Yönetmen + Senaryo: Ö. Lütfi Akad
Açıklama: Urfa’dan İstanbul’a göç eden altı kardeşin büyük şehirde tutunma hikâyesi.  Lütfi Akad’ın “Göç Üçlemesi"nin ikinci filmi. İlk film “Gelin” ile aynı yıl, çekilen film, yine bir göç hikâyesi anlatıyor. Ama ilk filmin aksine İstanbul’a sermayesiz gelen ve bu nedenle ticarete değil seyyar satıcılığa ve triko atölyelerinde işçiliğe soyunan bir aile söz konusu. Akad yine yalın üslubu ile, yerelliği arka plana atmayan ve seyrederken içinde bulunduğunuz toplumun gerçeklerine dokunduğunu hissettiğiniz bir hikâye anlatıyor 1970’lerin Türkiye’sinden. 

Burada da anne ve babanın öldüğü bir ailede, kendisinden küçük beş kardeşine annelik yapmaya ve aileyi bir arada tutmaya çalışan bir karakter var karşımızda. Trajediler de onun sadece “annelik”, ama erkeğine boyun eğen bir annelik rolü içine skıştırılmasından kaynaklanıyor. Finalde “annelik” belki de “babalık” ile yer değiştiriyor ve ilk filmde olduğu gibi burada da umut dolu bir son sunuluyor seyirciye. 
“Gelin” bize Hz. İbrahim’in oğlunu Tanrı’ya kurban etme hikâyesine göndermelerde bulunarak anlatıyordu derdini. 

Bu filmde ise üç kutsal kitapta da adı geçen Hz. Yusuf’a göndermelerde bulunuyor Akad kendi yazdığı senaryo ile. Kutsal metinlere göre kardeşlerinin kıskandığı için kuyuya attıkları Yusuf burada ailenin en küçüğü olan oğlana adını vermiş. Kardeşlerin kendi çıkarları için Yusuf’u gözden çıkarmalarının bir güncel karşılığını üretiyor burada Akad. Yönetmen “Işıkla Karanlık Arasında” adlı otobiyografisinde bu filmine değinirken büyük şehirde tutunmaya çalışan karakterleri için şunları yazıyor: “… fakat tutunmak için birbirlerini de yemek zorundalar. Tutunmak için birbirlerinin etini rahatlıkla yiyorlar”. Filmin anlattığı da tam olarak bu gerçekten: Ayakta kalabilmek için birbirlerinin etini yiyen insanlar. Tıpkı sonsuz bir açlığın pençesine düşmüş insanlar gibi vahşileşen ve birbirlerini yemeye başlayan karakterleri getiriyor karşımıza Akad. Bunu yaparken de kitabında belirttiği gibi “İnsan eti yemekle, emeğini yemek arasında bir fark yok” diyor seyircisine.
Ödüller:  
En İyi Film (11. Antalya Film Şenliği-1974)  
En İyi Yönetmen (11. Antalya Film Şenliği-1974)





DİYET 
(1974 - Türkiye)  -  IMDb: 7 (2 ödül)
Yönetmen + Senaryo: Ö. Lütfi Akad
Oyuncular: Hülya KoçyiğitHakan BalamirErol TaşErol Günaydın, Güner Sümer, Turgut Savaş, Günay Güner, ...
Açıklama: Afyon'dan İstanbul'a gelen Hasan (Hakan Balamir), köylüsü Bilal Usta'nın (Erol Taş) yardımıyla büyük bir imalathanede işe başlar. Bu sırada imalathanede yeni gelişmeler olmaktadır. Bazı işçiler sendikaya girmişlerdir. İşveren ve onun en yakın adamı olan Bilal Usta (Erol Taş) ise buna karşı çıkmaktadırlar. Hasan bir süre sonra evli olan ama eşi iki yıl önce onu ve iki çocuğunu terkederek Almanya'ya giden Hacer'le (Hülya Koçyiğit) tanışır. İkisi arasında duygusal bir bağ oluşur. Bilal Usta'nın yardımıyla Hacer'le evlenir. Bu arada çalışmakta olduğu makinenin arızalı olduğunu, kendinden önce çalışan adamın iş kazasına uğrayıp bacağının kesildiğini öğrenir. O sırada sendikayla ilgili bazı gelişmeler, iki genç arasında sorunlar çıkarır. Hacer sendikaya girer. Hasan bir yandan kendisine danışmadığı için bir yandan da bu yüzden Bilal Usta'ya karşı mahçup düştüğü için Hacer'e kızar. 
Ödüller:  
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (12. Antalya Film Şenliği-1975)  
En İyi Kadın Oyuncu (12. Antalya Film Şenliği-1975)









Üçleme, "triloji" veya "üçlü yapıt" ...
Birbirinin devamı niteliğinde olan, birbiri ile karakterler veya konu açısından bağlantılı olan üç eserden oluşur. Genellikle edebiyat, sinema, video oyunu ve tiyatro alanlarında kullanılır.  Bu türdeki eserler bazen bir bütün, bazen de üç ayrı çalışma olarak kabul edilir.

Ben sinema tarihinde önemli yeri olan üçlemeleri öğütüyorum...


13 Eylül 2015 Pazar

SİNEMADA ÜÇLEMELER: 48. Türk sinemasının en önemli yönetmenlerinden Ömer Lütfi Akad'ın "KENT ÜÇLEMESİ"



VESİKALI YARİM (1968 - Türkiye)  -  IMDb: 7,0
Yönetmen: Ömer Lütfi Akad  
Müzik: Metin Bükey
Oyuncular: Türkan Şoray, İzzet Günay, Ayfer Feray, Semih Sezerli, Aydemir Akbaş, ...
Açıklama: Vesikalı Yarim, (siyah-beyaz) bir aşk hikâyesini anlatır. Türk sinemasının klasiklerinden sayılır. Film, manav Halil'le (İzzet Günay) pavyon şarkıcısı Sabiha'nın (Türkan Şoray) aşk öyküsünü doğal ve çarpıcı diyaloglarla anlatır. Dönemin diğer Türk filmlerine göre karakterler ve olaylar, gerçeğe daha yakındır. Türkan Şoray'ın 1958'de başladığı sinema hayatında 1967 yılında çevirdiği "Ana" filmiyle aldığı ödülden sonraki ikinci büyük ödül aldığı filmdir ve oyuncunun gelecekte hem Türk sinemasının en iyi oyuncularından biri, hem geniş hayran kitlesine sahip bir yıldız olacağının işaretlerini taşır. Filmin akılda kalıcı unsurlarından biri de, Şükran Ay'ın seslendirdiği şarkılardır. Özellikle, finalde çalan Kalbimi Kıra Kıra şarkısı, filmle özdeşleşmiştir.






KADER BÖYLE İSTEDİ (1968 - Türkiye)  -  IMDb: 7,0
Yönetmen: Ömer Lütfi Akad  
Müzik: Metin Bükey
Oyuncular: İzzet Günay, Nilüfer Koçyigit, Önder Somer, Aliye Rona, Turgut Boralı, Şaziye Moral, Cahit Irgat, Hakkı Haktan, Ali Demir, Hayri Esen, Muammer Gözalan, Ferit Esen Günay, Talia Salti, Jeyan Mahfi Tözüm, ...
Açıklama: "Kent Üçlemesi"nin ikinci filmi olan Kader Böyle İstedi, üçlemenin diğer iki filmi olan 'Vesikalı Yarım' ve 'Seninle Ölmek İstiyorum' filmleri gibi kentsel yaşamın sınıfsal farklılıklarını imkansız bir aşk hikayesi çerçevesinde işlemektedir.






SENİNLE ÖLMEK İSTİYORUM (1969 - Türkiye)  -  IMDb: 5,7
Yönetmen: Ömer Lütfi Akad  
Senaryo: Safa Önal
Müzik: Metin Bükey
Oyuncular: Türkan Şorayİzzet Günay, Cahit Irgat, Aydin Tezel, Meltem Mete, ...
Açıklama: Maddi açıdan zengin bir kadının ruhsal olarak fakirliğinin konu alındığı film, zengin kadının mutluluğu başka şeylerde yakalama çabası anlatılıyor. Kent yaşamının varlıklı insanlarının da varlıkları yanında mutsuzluk çekebileceklerini ve mal, mülkün mutluluk getirecek esas araçlar olmadığı işleniyor. Kocası tarafından bir dediği iki edilmeyen ancak yine de mutlu olmayı başaramayan kadın, kendini alkole vererek her şeyden uzaklaşmaya başlar. Her şeyini kaybetmesi çok fazla zaman almayan kadın en sonunda da akıl hastanesine düşer. Oradan kurtuluşu ise mutluluğun en önemli sebeplerinden biri olan aşkla olacaktır.











Üçleme, "triloji" veya "üçlü yapıt" ...
Birbirinin devamı niteliğinde olan, birbiri ile karakterler veya konu açısından bağlantılı olan üç eserden oluşur. Genellikle edebiyat, sinema, video oyunu ve tiyatro alanlarında kullanılır.  Bu türdeki eserler bazen bir bütün, bazen de üç ayrı çalışma olarak kabul edilir.

Ben sinema tarihinde önemli yeri olan üçlemeleri öğütüyorum...


6 Eylül 2015 Pazar

SİNEMADA ÜÇLEMELER: 34. Ömer Lütfi Akad'ın "ANADOLU ÜÇLEMESİ"





HUDUTLARIN KANUNU  -  (1966 - Türkiye)  -  IMDb: 6,9 (2 ödül)
Yönetmen: Lütfi Akad
Senayo: Lütfi Akad, Yılmaz Güney
Açıklama: Hıdır (Yılmaz Güney), hudut boylarında kaçakçılık yapar. Köylüyü sömüren toprak ağalarını, kendi okulunu ateşe verecek kadar yozlaşmış zihniyetteki köylüleri, köylüyü kaçakçılığa iten ve askerle karşı karşıya getiren bozuk düzeni anlatan bir yapım. 



ANA  -  (1967 - Türkiye)  -  IMDb: 6,4 
Yönetmen + Senayo: Lütfi Akad
Açıklama: Kan davasından kaçmak için köy köy dolaşan Şevket yine de düşmanlarından kurtulamamış ve vurularak öldürülmüştür. Kocasını kaybettikten sonra ailenin tüm yükü üstüne kalan Döndü, bir yandan yoksullukla, bir yandansa bitmek tükenmek bilmeyen kan davasıyla baş etmek zorundadır. Erol Taş’ı ve Kadir Savun’u üstlerine yapışan iyi-kötü adam rollerinin zıt kutuplarında izlediğimiz film, taşralı bir kadını canlandıran Türkan Şoray’ın güzelliğinden feragat ettiği ilk film olarak hatırlanmaktadır. 95 yaşında hayata veda eden usta yönetmen Ömer Lütfi Akad, prodüksiyon sorunları nedeniyle filmi tam olarak kafasında tasarladığı şekilde gerçekleştiremediğinden dem vursa da; oyuncu yerleşimi, sosyal mesajları ve emsallerinden farklı kamera kullanımıyla sinemamızda farklı bir noktada duran Ana, yönetmenin filmografisine damgasını vuran ‘Anadolu Üçlemesi’nin' habercisi olarak kabul edilmiştir.



KIZILIRMAK - KARAKOYUN -  (1967 - Türkiye)  -  IMDb: 7,1
Yönetmen: Lütfi Akad 
Oynayanlar: Yılmaz Güney, Nilüfer Koçyiğit, Kadir Savun, ...
Açıklama: Film, genel olarak baskı altında tutulan iki gencin sevda öyküsünü içeriyor. Ama törelere göre bey kızı bir çobana varamaz. Köyün erenleri olaya bir çözüm yolu bulur. Üç gün üç gece tuz yedirilen koyunlar, su içmeden dereyi geçebilirlerse Oba Beyi'nin kızı Hatice (Nilüfer Koçyiğit) çoban Ali Haydar'ın (Yılmaz Güney) olacaktır. Aşık çoban, kavalının içli sesiyle koyunlarını derenin karşı tarafina geçirmeyi başarır. (Filmin en etkili ve duyarlı sahneleri.) Ancak bey kancıklık yapıp kızını, satın aldığı yayla sahibinin oğluna verir. Oba halkı ayaklanır. Çünkü hak çobanındır. Ayaklanan oba halkı ve Ali Haydar, düğün olayı ile köprü üzerinde karşılaştıklarında çatışma çıkar. İpler kopar, kasabayı yaylaya bağlayan asma köprü ve aşıklar sulara gömülür, kimse kurtulmaz.







Üçleme, "triloji" veya "üçlü yapıt" ...
Birbirinin devamı niteliğinde olan, birbiri ile karakterler veya konu açısından bağlantılı olan üç eserden oluşur. Genellikle edebiyat, sinema, video oyunu ve tiyatro alanlarında kullanılır.  Bu türdeki eserler bazen bir bütün, bazen de üç ayrı çalışma olarak kabul edilir.

Ben sinema tarihinde önemli yeri olan üçlemeleri öğütüyorum...


1 Eylül 2015 Salı

SİNEMADA ÜÇLEMELER: 19. Türk sinemacı Metin Erksan'ın "KÖY ÜÇLEMESİ"



YILANLARIN ÖCÜ
(1962 - Türkiye) - IMDb: 7,7
Yönetmen: Metin Erksan
Oyuncular: Fikret Hakan (Kara Bayram), Nurhan Nur (Hatçe), Aliye Rona (Irazca), Erol Taş (Haceli), Ali Şen (Muhtar), ...

Açıklama: Fakir Baykurt'un aynı isimli romanından uyarlanan film gösterime girdiği 23 Nisan 1962'de Ankara'da bir sinemada, bazı gruplarca protesto edildi. Filmin gösterimine ilk olarak sadece Türkiye'de izin verildi. Prodüktör Nusret İkbal'in başvurusu sonucu 1965 yılında Sansür Kurulu'nun aldığı bir kararla Türkiye dışında da gösterimine izin verildi.
Yaşlı annesi Irazca, karısı Hatçe ve üç çocuğu ile yaşayan yoksul köylü Bayram'ın evinin önüne Köy Kurulu üyelerinden Haceli, Muhtar'ın da desteği ile ev inşa etmek ister. Evlerinin önüne ev yapılmasını istemeyen aile, muhtar ve Haceli'nin tüm oyunlarına rağmen uzlaşmaz bir mücadele verir.



SUSUZ YAZ
(1964 - Türkiye) - IMDb: 8,1 (4 ödül)
Yönetmen: Metin Erksan
Oyuncular: Fikret Hakan (Kara Bayram), Nurhan Nur (Hatçe), Aliye Rona (Irazca), Erol Taş (Haceli), Ali Şen (Muhtar), Erol Taş (Ak Ali), ...
Açıklama: Necati Cumalı'nın 1962'de yazdığı aynı adlı hikâyesinden uyarlayıp yazmıştır. Hülya Koçyiğit'in sinemadaki ilk filmi, Erol Taş'ın ise başrol oyuncusu olarak oynadığı ilk filmdir. Filmin özgün müziğini Yunanistan'ın Akademi Ödüllü bestecisi Manos Hacidakis bestelemiştir. Hacidakis, aynı yıl Amerikan yapımı Topkapı filminin müziğini de yapmıştı. Çekimleri Necati Cumalı'nın hikâyesinin geçtiği yerde, İzmir'in Bademler Köyü'nde 9 ayda gerçekleştirilen film, susuzluk ve kadınsızlık temasını işler. Necati Cumalı'nın avukatlık yaptığı yıllardaki gözlemlerine dayanan bu psikolojik-toplumsal filmde çiftçi Osman, arazisinde çıkan suyu kendi başına sahiplenmek ister, ancak suya ihtiyaçları olan diğer köylüleri karşısına alır. Bu çatışmada hapse düşen kardeşi Hasan'ın karısı Bahar'a da göz koyar. 

Türkiye'de sansür engeline takılan, bu nedenle de ilk gösterimi Haziran 1964'te Berlin Film Festivali'nde yapılan "Susuz Yaz", bu festivalin büyük ödülü olan Altın Ayı'yı kazanmış. Film, 1964'de Yabancı Dilde En İyi Film Akademi Ödülü (Oscar) adayı olmuş.





KUYU
(1968 - Türkiye) - IMDb: 7,4 (4 ödül)
Yönetmen + Senaryo: Metin Erksan
Oyuncular: Fikret Hakan (Kara Bayram), Nurhan Nur (Hatçe), Aliye Rona (Irazca), Erol Taş (Haceli), Ali Şen (Muhtar), Erol Taş (Ak Ali), ...
Açıklama: Metin Erksan’ın bir gazete haberinden yola çıkarak senaryosunu yazıp yönetmenliğini yaptığı filmin başrollerinde, Nil Göncü, Hayati Hamzaoglu ve Aliye Rona yer almakta. Osman, aynı köyden deliler gibi sevdiği Fatma’yı dağa kaldırır. Fakat bu sevda tek taraflıdır. Fatma hiçbir şekilde konuşmaz, Osman’ı istemez. Her dağa kaldırma ve jandarmaların ikiliyi bulması ise kısır bir döngüyü başlatır. Osman için Fatma artık bir saplantı haline gelmiştir. Hapisten her çıkışında soluğu O’nun yanında alır hatta tecavüz eder. Film, Erksan’ın sinemasını sürekli meşgul eden “mülkiyet” kavramını kadın-erkek ilişkisi üzerinden irdelerken, Türk sinemasında “kadın” kavramını incelemesi açısından da oldukça önemli bir yapımdır.





Üçleme, "triloji" veya "üçlü yapıt" ...
Birbirinin devamı niteliğinde olan, birbiri ile karakterler veya konu açısından bağlantılı olan üç eserden oluşur. Genellikle edebiyat, sinema, video oyunu ve tiyatro alanlarında kullanılır.  Bu türdeki eserler bazen bir bütün, bazen de üç ayrı çalışma olarak kabul edilir.

Ben sinema tarihinde önemli yeri olan üçlemeleri öğütüyorum...