13 Kasım 2016 Pazar

Karanlık Kutu - Camera Obscura


Karanlık Kutu: 
Camera Obscura adı, Latince "camera: oda" ve "obscura: karanlık" sözcüklerinden oluşur. İngilizce'de "pinhole: iğne deliği" olarak da bilinir. Dört tarafı kapalı bir karanlık odanın, bir duvarının tam ortasına bir delik açıldığında, delikten içeri giren güneş ışığı deliğin karşısındaki duvara yansır. Deliğin önündeki nesnelerin görüntüsü duvar yüzeyinde, sağ-sol ve alt-üst ters olarak oluşur.



Nesnenin görüntüsünün bir gölge ya da bir izdüşüm olarak değil de, tıpkı gözün algıladığı gibi tüm detaylarıyla bir yüzey üzerine düşürülebilmesine olanak veren bu basit aygıta camera obscura adı verilmiştir. Camera obscura, dört tarafı da ışık sızdırmayacak bir biçimde kapatılmış bir kutu içerisinde, bir iğne deliğinden giren ışık yardımıyla görüntü oluşumunu sağlayan basit bir aygıttır. Camera obscura, karanlık oda ya da yaygın deyişle karanlık kutu olarak bilinmektedir. Karanlık kutu içerisinde, iğne deliğinin karşısına gelen yüzey üzerinde oluşan görüntünün yapısı, bir gölge ya da bir izdüşüm yoluyla oluşan görüntüden nitelik olarak farklıdır. İğne deliğinden giren ışık şiddetinin çok düşük olması nedeniyle, oluşan görüntü oldukça zayıf bir görünümdedir. Yani görüntü, yeterince net ve keskin değildir. Fakat bu zayıf görünümüne karşın, gölge ya da izdüşümden farklı olarak, görünür gerçekliğin neredeyse aslına çok yakın bir kopyasıdır. Tıpkı gözün algıladığı gibi nesnenin tüm detay, ton ve renk özelliklerini içerir. Karanlık kutu içerisinde görüntü, alt-üst ve sağ-sol ters olarak oluşur. Görüntünün netlik ve keskinliği, kullanılan karanlık kutunun büyüklüğüne, delik çapına, deliğin açıldığı yüzeyin kalınlığına ve nesnenin aydınlanma şiddetine bağlıdır. Karanlık kutu içerisinde oluşan görüntü, nesneden yansıyan ışık yoluyla meydana geldiği için, nesneden yansıyan ışık ne kadar kuvvetli olursa oluşan görüntü de o kadar belirgin olur. Bu nedenle, karanlık kutu içerisinde güneş ya da mum gibi herhangi bir ışık kaynağının görüntüsünü oluşturmak, bir ağaç ya da bina görüntüsü oluşturmaktan daha kolaydır. Çünkü birisi ışık kaynağının kendisidir, diğeri ise üzerine düşen ışığı yansıtır. Yansıyan ışığa kıyasla direkt ışık çok daha güçlü olacağı için, güneşin görüntüsü karanlık kutu içerisinde çok daha kaliteli olarak ortaya çıkar. Görüntü kalitesini etkileyen diğer bir faktör de, karanlık kutunun boyutudur. Kutu ne kadar küçük olursa, delikten içeri giren ışığın kutu içerisinde aldığı yol da o kadar kısa olur. Böylece ışığın şiddetindeki artışa bağlı olarak görüntü kalitesi de o oranda artar. Kutunun boyutu büyüdüğünde ise, tam tersi bir durum ortaya çıkar. Delikten içeri giren ışığın kutu içerisinde katettiği mesafe artacağı için, görüntüyü oluşturan ışığın şiddeti azalır. Bu da, daha zayıf bir görüntünün oluşmasına neden olur. Bu basit aygıtla her ışık koşulunda yüzey üzerinde görüntü oluşturmak mümkün olsa da, elde edilecek görüntünün kalitesi tamamen nesneden yansıyan ışığın şiddetine bağlıdır.

Görüldüğü gibi, karanlık kutu yoluyla yüzey üzerinde görüntü oluşturmanın temel öğesi ışıktır. Yüzey üzerindeki görüntü, delikten içeri giren ışık yoluyla oluşturulur. Bu nedenle karanlık kutu, ışığa özgü bir resmetme teknolojisi olarak tanımlanır. Karanlık kutu aracılığı ile yüzey üzerinde görüntü elde edilmesi ve bu görüntünün kalıcı olmasına yönelik çabalar, yeni resmetme tekniklerinin de keşfedilmesine ortam hazırlamıştır.

Bir camera obscura görüntüsü: Central Park, New York · Manhattan; ABD (Abelardo MORELL - 2008)



Camera Obscura: Courtyard Binası, Lacock Manastırı, İngiltere (Abelardo MORELL, 2003)