10 Kasım 2016 Perşembe

Kalotip - Calotype (Yunanca "güzel izlenim")


Kalotip, William Henry Fox Talbot tarafından bulunan; yarı saydam kâğıt üzerinde fotoğraf negatifi elde edilmiş ilk fotoğrafçılık tekniği. 
Kalotip, Yunanca kahos (güzel) ve typos (izlenim) sözcüklerinden türetilmiş ve 8 Şubat 1841 tarihinde de buluşunun patentini almıştır.
Talbot, patentini 8 Şubat 1841'de aldı; Talbotype diye de bilinir. 
Bu tür baskılar genellikle kahverengi tonlarındadır. 

Kalotip yönteminde, taban malzemesi olarak homojen bir dokuya ve pürüzsüz bir yüzeye sahip yüksek kalitede kâğıt kullanılır. Kâğıdı ışığa duyarlı hale getirebilmek için, zayıf bir kandil ışığında gerçekleştirilen bir dizi işleme gereksinim duyulur. Öncelikle yumuşak bir fırça kullanılarak kâğıt yüzey gümüş nitratla kaplanır. Daha sonra, kâğıt kurumaya bırakılır. Tam bir kuruma gerçekleşmeden önce, kâğıt potasyum iyot eriyiğine bırakılır. Bu eriyik içerisinde iki ya da üç dakika çalkalanarak tutulduktan sonra tekrar kurumaya bırakılır. Bu işlemin sonunda kâğıt yüzeyi iyotla kaplanmış olur. İyotla kaplanmış kâğıt yüzeyi ışığa duyarlı hale getirmek için, gümüş nitrat ve gallic asit bileşimiyle kaplanması gerekir. Bu işlem, gümüş nitrat ve gallic asit bileşiminin çok hızlı erimesi nedeniyle otuz saniye gibi kısa bir sürede uygulanır. Daha sonra suda bekletilen kâğıt, karanlık bir ortamda kurumaya bırakılır. Kuruma işleminin sonunda, kâğıt ışığa duyarlı hale gelmiş olur. Kalotip kâğıtlar, hazırlandıktan sonra birkaç saat içerisinde pozlandırılması gerektiğinden, tüm bu işlemin çekimden kısa bir süre önce yapılması gerekir. 

Pozlama işlemi, fotoğraf makinesi olarak kullanılan bir karanlık kutu aracılığıyla gerçekleştirilir. Işığa duyarlı hale getirilmiş kalotip kâğıt, karanlık kutuda görüntünün oluştuğu düzlem üzerine yerleştirilerek pozlandırılır. Parlak güneşli havalarda Talbot tarafından önerilen pozlandırma süresi, diyafram açıklığı f/15 olan bir objektif için on saniyenin yeterli olacağı yönündedir. Pozlandırma işlemi sonunda kalotip kâğıt üzerinde gözle görülmeyen bir görüntü oluşur. Bu gizli görüntü geliştirme yoluyla görünür hale getirilir. Bu geliştirme işlemi esnasında ışık almış gümüş tuzları depolamış oldukları ışık miktarına bağlı olarak kararır. Böylece pozlama esnasında oluşmuş olan gizli görüntü, gerçek görüntü haline dönüşür. Geliştirme işleminin bir karanlık odada yapılması gerekir. Kalotip kâğıt, gallo-gümüş nitrat eriyiğinde birkaç dakika tutulduğunda görüntü kâğıt yüzeyinde ortaya çıkar. Elde edilen bu görüntü, negatif karakterlidir.

Kalotip kâğıt üzerinde elde edilen görüntünün kalıcı hale getirilebilmesi için, kâğıt yüzeyindeki ışık duyarlılığının sonlandırılması gerekir. Bu işlem için, potasyum bromür ya da sodyum hiposülfit (hypo) eriyiğinden yararlanılır. Sabitleme işleminin iki önemli görevi vardır. Birincisi, kâğıt üzerindeki görüntünün daha fazla kararmasını engelleyerek görüntünün belli bir gri ton değerinde sabitlenmesini sağlar. İkincisi ise, ışıktan etkilenmemiş gümüş tuzlarını eriterek kâğıt yüzeyinin ışık duyarlılığını sonlandırmaktır. Böylece, elde edilen görüntünün gün ışığında izlenmesi mümkün hale gelir. Sabitleme işlemi, kâğıt yüzeyinde oluşturulmuş olan görüntüyü kalıcılaştırarak zamana karşı dayanıklı hale getirir. Daha sonra yıkama işlemine geçilir. Kalotip kâğıt akarsu altında iyice yıkanarak, üzerindeki sabitleme eriyiği artıklarından tamamen arındırılır. Yıkanarak temizlenmiş olan kâğıt, kurumaya bırakılır.

Kalotip kâğıt üzerinde elde edilen görüntü negatif karakterdedir. Dolayısıyla bu negatif görüntü kullanılarak çok sayıda pozitif görüntüye ulaşılabilir. Kâğıdın ışık geçirgenliğini arttırmak için, balmumundan yararlanılır. Üzerine balmumu sürülerek saydamlaştırılan kâğıt yüzey, pozitif baskı elde edebilmek için hazır haldedir. Pozlama yapılacak kalotip kâğıt alta, negatif görüntünün bulunduğu şeffaflaştırılmış kâğıt ise üste gelecek şekilde bir camın altına yerleştirilir. Camın ağırlığı, her iki kâğıdın da iyice sıkışmasını ve birbirlerine tam olarak temas etmesini sağlar. Üzerine pozlama yapılacak kalotip kâğıdın ışıktan etkilenmemesi için, bu işlemin bir karanlık odada yapılması gerekir. Daha sonra, üzerinde cam bulunan kalotip kâğıtlar gün ışığına çıkarılır ve güneş ışığı altında yaklaşık olarak 15 dakika pozlandırılır. Pozlandırma sonucunda kâğıt yüzeyinde oluşan gizli görüntü, geliştirme ve sabitleme işlemlerinden geçirilerek gerçek görüntü haline getirilir. Negatif bir orijinalden kontak baskı yoluyla elde edilen bu görüntü pozitif karakterlidir. Pozitif görüntü elde etmek için kullanılan diğer bir yöntem de, üzerine pozlandırma yapılacak yüzey olarak kalotip kâğıt yerine, fotojenik çizim için hazırlanmış duyarlı yüzeylerden yararlanmaktır.

Kalotip negatifler ve fotojenik çizimler, ışığa duyarlı yüzey üzerine resmetme tekniğinin iki farklı yöntemidir. Fotojenik çizim yöntemi, optik dışı bir süreç olarak yapılanmasına karşın, kalotip yöntemi bir karanlık kutu kullanılarak gerçekleştirildiği için, optik bir karakter taşır. Her iki yöntemde de, ışığa hassaslaştırılmış yüzey olarak kâğıt kullanılır. Fotojenik çizimde elde edilen görüntü, nesnenin duyarlı yüzeyle temasının bir sonucudur ve pozlandırma yoluyla açığa çıkartılır. Duyarlı yüzey üzerinde ilave bir kimyasal işleme ihtiyaç duymaz. Kısacası fotojenik çizimler, sadece ışık ve onun duyarlı yüzey üzerinde yarattığı etkiyle elde edilir. Kalotip yöntemde ise, ışığın etkisiyle duyarlı yüzey üzerinde oluşan görüntü, öncelikle bir gizli görüntüdür ve açığa çıkartılması için kimyasal bir geliştirme işlemine ihtiyaç duyulur. Yüzey üzerinde pozlandırma sonucunda oluşturulmuş gizli görüntünün gerçek görüntüye dönüştürüldüğü bu aşama, kontrol edilebilir bir süreçtir. Yani geliştirme aşamasında farklı müdahaleler yapılarak, elde edilecek gerçek görüntünün ton değerleri kontrol edilebilir. Bu kontrol, fotoğrafın teknik ve estetik olarak düzenlenmesinin temel öğelerinden biridir.

Alıntı: Fotoğraf Tarihi - Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayını, 2012