Empedokles (MÖ. 490-430)
Sokrates öncesi düşünürlerdendir.
Doğa düşünürlerinden biri olan Empedokles, kendinden önceki doğa düşünürlerinin temel öğe (arkhe) olarak belirlediği, su, ateş ve havaya, "toprak" öğesini ekleyerek, hepsini bir arada kullanan ilk düşünür olmuştur.
MÖ. 490 yılında Sicilya'nın Agrigentum kentinde, seçkin bir ailenin oğlu olarak doğmuştur. Siyasi bakımdan Anayurdu olan Agrigentum'un hayatında oldukça aktif ve yararlı bir rol oynamıştır. Babasının MÖ. 470 yılında kentin Tiranı'nın devrilmesinde önemli bir rol oynamış olduğu söylenmektedir. Bu tiranın tahtı Empedokles'e sunulmuş olsa da, O demokratik eğilimleri nedeniyle bunu reddetmiştir.
Empedokles, bilgisinin doğal güçleri denetlemek için anahtar olduğunu, bilgisiyle insanların rüzgarları durdurabileceğini, yağmur yağdırabileceğini ve hatta ölüleri Hades ülkesinden geri getirebileceğini ileri sürmüştür. Bu düşünceleri nedeniyle kendisinin büyücü olduğu söylentisi ortaya çıkmıştır. Sadece kuramlarla değil aynı zamanda pratikle de ilgilidir. Bir kenti kasıp kavuran veba salgınını, o kenti çevreleyen bataklıkları kurutarak önlemiştir. Doğduğu kent olan Agrigentum'un havasını sağlıklı kılmak amacıyla, kuzey rüzgarına yol açabilmek için şehri kuzeyden çevreleyen kayaları parçalatmıştır.
Empedokles Parmenides'ten sonra düşüncelerini şiir şeklinde ifade eden ikinci önemli düşünürdür. Kendisinden sonra aynı şekli yine kendisinin bir hayranı olan Romalı Lucretius (MÖ 1. yüzyıl) devam ettirecektir.
Ölüm yeri ve şekliyle ilgili olarak ise farklı rivayetler vardır. Bir rivayete göre Etna Yanardağı'na atlayarak hayatına son vermiştir. Başka bir rivayete göre ise 60 yaşlarında iken Yunanistan'da Peloponnesos'ta normal bir şekilde ölmüştür.
Empedokles'in bugün elimizde bulunan iki şiirinin yanında bazı başka şiirleri olduğu da söylenmektedir. Ancak bu diğer şiirlerinden herhangi bir parça mevcut değildir. Doğa Üzerine ve Arınmalar adlı bu iki şiirin asılları toplamının yaklaşık 5000 mısradan oluştukları tahmin edilmektedir. Doğa Üzerine adlı şiirin yaklaşık 2000 dizeden meydana geldiği tahmin edilir. Bu dizelerden yaklaşık 350 mısra ve parçacık günümüze kalmıştır.
Doğa Üzerine adlı yapıtında Empedokles'in özgünlüğünü gösteren iki önemli düşüncesi vardır:
Bunların ilki, temel öğenin birden fazla olduğunu kabul etmesidir. Kendisinden önceki düşünürlerin öne sürdüğü temel öğeler su, hava ve ateşti. Empedokles ise bunlara bir de toprak öğesini eklemiştir. Bu dört öğe baştan beri vardır. Bunlar ne değişir ne de yok olur, yani başlangıcı ve sonu yoktur. Evrende bunların miktarları hep aynı kalır. Her şey bu dört öğenin belirli birleşmelerinden oluşur.
İkinci özgün düşüncesi ise bu temel öğelerin birleşip ayrılması için bir hareket ettirici güç olması gerektiğidir. Empedokles bu gücü sevgi ve nefret olarak açıklamıştır. Sevgi, öğeleri birleştirir, nefret ise bunları birbirinden ayırır. Bunun yanında Empedokles, var olan bir şeyin yok olmasının veya yokluktan bir şeyin meydana gelmesinin imkânsız olduğunu; evrenin de bu şekilde oluştuğunu söyler. Başlangıçta sevginin etkisiyle bütün öğeler birbirine karışmış durumdadır. Nefretin küre şeklindeki evrene yaklaşmasıyla bir girdap, çevrinti hareketi oluşur ve bu öğeler birbirlerinden ayrılırlar.
Güneş ve ay tutulması konusunda doğru bir gözlem yapmış, ayın ışıgını güneşten aldığını anlamıştır. Deriden yapılan solunumu açıklamıştır. Hayvanların nasıl ortaya çıktıklarıyla ilgili kuramı vardır. Algının nasıl meydana geldiğini, gözü ve görmenin nasıl olduğunu da açıklamıştır. Ruh göçüne inanır...
Kanın, insan hayatının ana taşıyıcısı ve düşünmenin merkezi olduğunu söyler. Empedokles'e göre temel öğeler kanda, en olgun biçimde bir araya gelmiştir. İnsanın tüm yetenekleri ise bu karışımın olgunluğuna bağlıdır...
Empedokles'in kendisinden sonra gelen düşünürler arasında özellikle Aristoteles üzerinde etkisi olmuştur.
kopyala-yapıştır kaynak: tr.wikipedia.org