Yunanca kaynaklı olan anarşi kelimesi, "olmaksızın", "-sız", "...-in isteği", "...-in yokluğu" ya da "...-in olmaması" anlamlarını veren "a" öneki ile, yönetici, şef, hükmeden, komutan anlamına gelen archos kelimesinin birleşiminden oluşur. Yunanca'da anarchos ve anarchia kelimeleri, "hükümetin olmadığı- hükümetsiz olma hali" anlamlarına gelir.
Kaynak: The Harper Collins Dictionary of Philosophy (Harper Collins Felsefe Sözlüğü - İkinci baskı, sayfa 11-12)
"Anarşi" ve "Anarşizm" şüphesiz siyaset teorisinde en fazla yanlış temsil edilen kavramlar! Genel anlamı ile, "kaos" veya "düzensizlik" kelimeleri ile eş anlamlı tutularak, anarşistlerin toplumsal kaos ve "orman kanunu"na geri dönüşü istediği belirtilir.
Bu yanlış anlamlandırma sorunu tarihsel bir paralellik gösterir. Örneğin, tek adam egemenliğinin (monarşi) gerekli olarak görüldüğü hükümetlerin bulunduğu ülkelerde de, zamanında "cumhuriyet" veya "demokrasi" gibi kavramlar aynen "anarşi" kavramı gibi değerlendirilmişlerdi; yani düzensizlik ve karmaşayı temsil etmek için kullanılmışlardı. Halihazır durumun devam ettirilmesinde belirgin çıkarı olanların, mevcut sisteme karşı çıkanların pratikte işlerliklerinin olamayacağını öne sürmeleri gayet normaldir, onlara göre yeni toplumsal yaşam biçimi ancak kaos'a yol açabilir. Ya da, İtalyan anarko komünist, aktivist yazar Errico Malatesta'nın ifade ettiği gibi; "Hükümet'in gerekli olduğuna ve hükümet olmadan ancak düzensizlik ve karmaşa olacağına inanılırsa, doğal ve mantıksal olarak anarşinin, hükümetin olmamasını önemle vurgulaması açısından, düzenin yokluğu anlamına gelmesi gerekir."
Anarşistler, bu "anarşi" kavramının "genel sezgisel" fikrini değiştirerek, insanların hükümet ve diğer tüm hiyerarşik toplumsal ilişkilerin hem zararlı, hem de gereksiz olduklarını görmelerini arzularlar. Ne zamanki fikirler değişir(!) "toplum hükümetin gerekli olmadığı ve bunun da ötesinde zararlı olduğu konusunda ortak bir kanaat sahibi olur, hükümetsizlik vurgusunu yapan anarşi kelimesi, doğal düzen, herkesin çıkar ve ihtiyaçlarının uyumluluğu, tam dayanışma ile beraber tam özgürlük demekle özdeş hale gelir."
Görüldüğü üzere, anarşizmin anlam olarak kökeni yanlızca hükûmetsizlik anlamına gelmiyor. "An-archy", "hükmedenin olmadığı", ya da daha genel bir ifade ile "otoritenin olmadığı" anlamına gelir ve bu anlamda anarşistler tarafından kullanılır. Yani, anarşizm, tamamen hükümet-karşıtı, devlet- karşıtı olmaktan ziyade, hiyerarşi'ye karşı olan bir harekettir.
Neden? Çünkü, hiyerarşi, otoriteyi içeren kurumsal yapıdır. Devletin, hiyerarşinin ulaşmış olduğu en ileri biçim olması nedeni ile anarşistler, tanımsal olarak, devlet karşıtıdırlar, ama bu tek başına anarşizmin yetersiz bir tanımlaması olur.
Bu bağlamda "hiyerarşi"ye referans vermek oldukça yeni olan bir gelişmedir, "klasik" anarşistlerin bu sözcüğü kullanmadığını görüyoruz. Ama yazılarından açıktır ki, onların yaptıkları da aslında, hiyerarşiye, bireyler arasındaki ayrıcalıklara ve güç dengesizliklerine karşı bir felsefedir. Anarşist düşünürlerin ilk kuşak temsilcilerinden Mihail Bakunin de "resmi otoriteye saldırıp doğal etkiyi savunurken" bundan bahsetmektedir, şöyle der: "Hiç kimsenin bir diğerini baskı altına almasının imkansız hale gelmesini mi hedefliyorsun!.. öyleyse, hiç kimsenin güce (iktidara) sahip olmamasını sağlaman gerekir"
Kaynak: Maximoff, The Political Philosophy of Bakunin: Scientific Anarchism (Bakunin'in Siyasi Felsefesi: Bilimsel Anarşizm sayfa: 271)
Rus yazar, anarşizm kuramcısı Peter Kropotkin'in deyişiyle, Anarşizm "sosyalizmin hükümetsiz sistemidir..."
Kaynak: (Anarchist Communism: Its Basis and Principles - Anarşist Komünizm: Temelleri ve Prensipleri).
Anarşistler, hükmedenin olmadığı anarşinin uygulanabilir bir toplumsal sistem biçimi olduğunu savunurlar ve bireysel özgürlük ve toplumsal eşitliğin en fazlalaştırılması için çalışırlar. Özgürlük ve eşitlik amaçlarının birbirini destekleyen amaçlar olduğunu görürler. Ya da, Mihail Bakunin'in ünlü alıntısı ile: "Bizler Sosyalizm olmadan özgürlüğün ayrıcalık ve adaletsizlik olduğuna, özgürlük olmadan Sosyalizmin kölelik ve şiddet olduğuna inanıyoruz."
İnsanlık tarihinin ispatladığı da budur. Eşitlik olmadan özgürlük sadece güçlü olanın bağımsızlığı anlamına gelirken, özgürlük olmadan eşitlik ise imkansızdır ve aslında köleliğin gerekçelendirilmesidir.
Bu nedenledir ki, anarşizm, "hükmedenin olmadığı" temelinde kurulan bir toplumun, yani anarşinin yaratılmasını hedefleyen siyasi bir teoridir. Bunu başarmak için, "tüm sosyalistlerle ortak olarak anarşistler, toprak, sermaye ve makine üzerindeki özel mülkiyetin zamanını doldurduğu, ve yokolmaya mahkum olduğunu belirterek, üretim için gerekli olan herşeyin toplumun ortak mülkiyeti olması gerektiğini ve refahın üreticilerince ortaklaşa yönetilmesi gerektiğini savunurlar. Ve ... toplumun siyasi organizasyonunun en ideal hali için gereken koşulların, hükümet fonksiyonlarının en aza indirgendiği zaman sağlanabileceğini savunurlar...(ve) toplumun nihai hedefi hükümetin fonksiyonlarını tamamen ortadan kaldırmaktır... hükümetsiz topluma, yani an-archy'e"
Kaynak: (Rudolf Rocker, Anarcho-syndicalism - Anarko-sendikalizm)
Böylece, anarşizm hem olumludur, hem de olumsuzdur. Mevcut olan toplumu inceleyip, eleştirirken; aynı zamanda potansiyel yeni toplum için bir yapı ortaya koyar. Bugünki sisteminin belli bazı insan ihtiyaçlarını reddetmesinin aksine onları azamileştirerek. Bu ihtiyaçlar, en temel olarak, özgürlük, eşitlik ve dayanışma'dır.
Mihail Bakunin'in "yıkıcı dürtü yaratıcı bir dürtüdür" sözünden anlaşılabileceği gibi, anarşizm eleştirel analizi umut ile birleştirir. Bugünkü toplumda nelerin yanlış olduğunu anlamadan daha iyi bir toplum inşaa edilemez.
kopyala-yapıştır kaynak: www.isyan.8m.com