22 Ekim 2015 Perşembe

ANAXAGORAS (Anaxagoras, MÖ. 500-428, İyonya)


Anaksagoras (Anaxagoras, MÖ. 500-428) 
Sokrates öncesi düşünürlerdendir.

İyonyalı bilim adamlarının sonuncusudur. Doğum yeri olarak İzmir-Urla yakınlarındaki Klozomenai gösterilirBu şehrin soylu ailelerinden birine mensuptur. Bütün servetini, hayatını adadığı bilimsel araştırmalar uğruna tüketmiş olduğu rivayet edilir. 

Anaksagoras, Atina'ya yerleşmek için gelen ilk düşünürdür. Böylece Atina felsefe dünyasına girmiş; burada iyi karşılanmış; dönemin en güçlü kişisi olan Atinalı devlet adamı Perikles'in dostu olmuştur. 

MÖ. 468 yılında düşen bir gök taşını incelemiş ve onun kızgın bir taş kitlesi olduğu kanaatine varmıştır. Ona göre yeryüzünü oluşturan süreç neyse, diğer gök cisimlerini oluşturan da oydu. Bu nedenle yeryüzü ile gökteki diğer cisimler aynı maddeden yapılmıştı. Yıldızlar gezegenler alev alev yanan kayalardan oluşuyordu. Güneş de yaklaşık Peloponnesos (Mora Yarımadası) büyüklüğünde (21.000 km kare) akkor halinde bir kayaydı.

Devrin başka bir önemli siması olan tragedya yazarı Euripides'le de dostluk kurmuştur. Gök cisimlerini incelemesi ve gök taşının düşmesi onu evrensel düzenle ilgili yeni kuramlar geliştirmeye itmiştir. Ay ve güneş tutulmaları, gök taşları, gök kuşağı ve Peloponnesos'dan daha büyük ve ışık saçan bir kütle olarak tanımladığı güneş ile ilgili bilgiler vermeye çalışmıştır. Gök cisimlerinin dünyayla aynı yapıda olduğunu ileri sürmüştür. Bununla birlikte bu kuramları halkın inançlarına ters düşmüştür. Zira o dönemde güneş Yunanlar için bir tanrıdır ve onu bir taş olarak nitelendirmek büyük saygısızlıktır. 

Bu nedenle MÖ. 450'de Anaksagoras, Perikles'in siyasi karşıtları tarafından, yerleşik inanca karşı geldiği gerekçesiyle mahkemeye verilmiştir. Perikles sayesinde serbest bırakılmışsa da yine de Atina'dan ayrılıp İyonya'da bulunan Lampsakos'a (şimdiki Çanakkale-Lampsakos) gitmeye zorlanmıştır. MÖ 428'de orada ölmüştür. Ölümünden sonra Lampsakos agorasına heykelinin dikildiği ve de öğrencilerin onun ölüm yıldönümlerinde anma törenleri düzenledikleri söylenir.

Anaksagoras'tan sadece bazı kırıntılar günümüze ulaşmıştır. Bunların sayısı 22'dir. Bu kırıntılar Doğa Üzerine adlı yapıtından kalmıştır. Bu eser, Parmenides ve Empedokles'in esrelerinden farklı olarak düzyazıyla kaleme alınmıştır.

Anaksagoras'ın Varlık Kuramı: 
Varlığın temel köklerini tohum olarak adlandırmıştır. Ona göre doğada nitelik bakımından ne kadar çeşit varsa o kadar da tohum vardır. Duyularımızla algıladığımız nesnelerde tüm tohumların bulunduğunu ve bu nesnelerin kendilerinde ağır basan tohumun karakterini aldığını, onun adıyla anıldığını söyler. Kendi kendine hareket eden tohumlardan ayrı bir hareket ettirici neden bulunması gerektiğini düşünmüştür. Bu nedenin de nous (ruh, akıl) olduğunu ileri sürmüştür. Nous, tohumların birbirleriyle karışması ve birbirlerinden ayrılmasına neden olan hareket ettici kuvvettir. 

Anaksagoras hiçten hiçbir şeyin meydana gelmeyeceğini ve hiçbir şeyin hiçliğe gitmeyeceğini düşünür. Dolayısıyla mutlak anlamda bir oluş ve yok oluş yoktur. Varlıkların en son parçaları yoktur, sonsuza kadar bölünebilirler. Hem sayı bakımından sonsuzdurlar hem de küçüklük bakımından. Evrende hiçbir şey saf halde bulunmaz. 

Evren her şeyin her şeyle tam bir karışım durumunda olduğu bir başlangıç noktasından hareketle meydana gelmiştir. Anaksagoras evrenin bu başlangıç durumuna ilk karışım adını verir. Bu ilk karışıma evreni meydana getirecek olan hareketi verdiren noustur (ruh, akıl). Nous akıllı, düzenleyici, düzen verici bir ilkedir. Bundan dolayı o, her şeyin her şeyle bir arada bulunduğu bu karışıklık durumunu bir düzene sokmuştur.

Anaksagoras'ın Bilgi Kuramı: 
Anaksagoras'a göre benzer benzeri algılayamaz. Algı, karşıtların meydana getirdiği uyarımın sonucudur. 
Gece görmememizin nedeni de, gecenin siyahlığı ile göz bebeğimizin siyahlığı arasında bir fark olmamasıdır. Anaksagoras bir yandan duyularımızın zayıf olduğunu ve bize doğruyu vermekten aciz olduğunu söyler. Öte yandan görünen şeyler sayesinde görünmeyen şeylerin bilgisine erişebileceğimizi kabul eder.

kopyala-yapıştır kaynak: tr.wikipedia.org
A. Arslan, İlkçağ Felsefe Tarihi, 2. baskı, 1. cilt, 2008, İstanbul: Bilgi Üniversitesi Yayınları
Y. Kaya, Antikçağ Felsefesine Genel Bakış, 1.Baskı, İstanbul, 1999
W.K.C. Guthrie, İlkçağ Felsefe Tarihi, çev. Ahmet Cevizci, Ankara: Gündoğan, 1988