25 Eylül 2015 Cuma

BEYAZ TELEFON FİLMLERİ (telefoni bianchi)

Beyaz Telefon Filmleri (İtalyanca: Telefoni Bianchi) Mussolini İtalya'sında (1930'lar-1940'lar) faşist rejimin altın çağında halkın dikkatini baskı rejiminden başka tarafa çekmek, eğlendirmek ve konsensüsü devam ettirmek için üretilmiş pembe kaçış filmleri'ne verilen addır. Terim Anglosakson literatüründe "white telephone movies" olarak geçer.

Bu bir film türüne verilmiş resmi bir ad değildir, aksine halk tarafından bu tür filmleri küçümseyen (pejoratif) bir nitelemedir. Bu türün takipçisi ise 1944'ten sonra ortaya çıkan Yeni Gerçekçi filmlerdir. İronik bir şekilde yeni gerçekçi akımın öncüsü olan ve bu pembe filmleri yerden yere vuran Vittorio de Sica, "beyaz telefon filmleri" nin aranılan aktörlerinden biri idi.

Bu tür filmler genelde kostümlü melodramlar, müzikaller ve Hollywood-vari komedilerden oluşuyordu ve konularının geçtiği mekanlar değişmez bir şekilde büyük yolcu gemileri, lüks oteller ve şık gece klüpleri idi. Bu filmlerde üst sınıfın lüks yaşam tarzı övülür ve sanki tüm İtalya'nın yaşam tarzıymış gibi lanse edilirdi. Bu tür yaşam tarzının bir simgesi olan beyaz telefonlar da dekorların vazgeçilmez aksesuarı olarak hep göz önündeydi. Bu gösterişli yapımlar zamanla propaganda kokan kara filmlerin yerini aldılar. 1930 ile 1944 yılları arasında çevrilmiş 639 filmin yaklaşık yarısı bu türden filmlerdi.

Beyaz Telefon Filmleri'ne Örnekler: 
Santral Memuru (La Telefonista - 1932) Yönetmen: Nunzio Malasomma
Paradiso (1932), Yönetmen: Guido Brignone 
L'Armata Azzurra (1932) Yönetmen: Gennaro Righelli
Al Buio Insieme (1933) Yönetmen: Gennaro Righelli
Büyük Mağaza (Grandi Magazzini - 1939) Yönetmen: Mario Camerini 
1860 (1934) Yönetmen: Alessandro Blasetti 
Vecchia Guardia (1935) Yönetmen: Alessandro Blasetti 
Scipione L'Africano (1937) Yönetmen: Carmine Gallone 
Il Signor Max (1937) Yönetmen: Camerini (Başrolde Vittorio De Sica oynamıştır)
Emrinizdeyim bayan! (Ai Vostri Ordini, Signora! - 1939) Yönetmen: Mario Mattoli 
Evet Bayan (Sissignora - 1941) Yönetmen: Ferdinando Poggioli 

Ayrıca 1976 yılında İtalyan yönetmen Dino Risi bu tür filmleri konu alan ve başrolünde Agostina Belli'nin oynadığı Telefoni bianchi adında bir erotik komedi filmi çevirmişti.


SCREWBALL KOMEDİSİ

Screwball komedisi amerikalıların bulduğu bir komedi türüdür. Bu tür ABD'de yaşanan Büyük Depresyon döneminde yani 1930'ların başından 1940'ların başına kadar popülerliğini korumuştur. Bu türün birçok ikincil özelliği kara film (film noir) türüyle benzerlik gösterir ama kara film'den farklı olarak erkek ana karakterle olan ilişkisinde kadın karakter baskın bir durumdadır

DIŞAVURUMCU (ekspresyonist) ALMAN SİNEMASI

Zamanının Çığlığı: Dışavurumcu Alman Sineması 
Akım ilk kez politik olarak çalkantılı ve istikrarsız olan Almanya’da ortaya çıkmıştır. Öncelikle resim sanatında başlayan ekspresyonizm yani dışavurumcu akım daha sonra diğer sanat dallarına da yayılmıştır. Dönemin Almanya’sını göz önünde bulundurduğumuzda siyasal olarak belli bir yere sürüklenen bir Almanya görülecektir.

Resim sanatında özellikle kullanılan teknikler ise abartılı şekiller, bozulmuş çizgiler sanatçının içinde bulunduğu durumu anlatır. Die Brücke (Köprü) grubu tarafından ortaya çıkarılan bu akım, daha sonrasında Blaue Reiter (Mavi Binici) grubu tarafından düzenlenmiş ve geliştirilmiş.  Akım heykel sanatını, mimari, tiyatroyu ve sinemayı etkilemiştir. Dışavurumcu akım Naturalizm ve Empresyonizm’e eleştiriler getirmiş. Almanya’daki çoğu sanat dalının etkilendiği bu akımı yeterince iyi çözümleyebilmek için 1910'dan sonraki süreci iyi ortaya koyabilmek gereklidir.

1914-1918 yılları arasında 1. Dünya Savaşı’nın önemli aktörlerinden olan Almanya savaş sonrasında bir bakıma toplumsal bir çözülme yaşar. Ekonomide yaşanan tahribat üst boyutlardadır. ABD’den alınan dış borçlarla dönemin hükümeti kısmi bir rahatlamayı hedefliyordu. 1929’da New York Borsası'nda başlayan çöküşe karşı Sovyetler’in 1932’deki birinci beş yıllık planda başarıya ulaşması hatta onun da üzerine çıkması Batı Burjuvazisi'ni endişelendirmekteydi. Buna karşı bir çözüm bulunması gerekiyordu. İşte tam da bu noktada Alman Burjuvazisi'nin destekleyerek ortaya çıkaracağı Hitler iktidarı yavaş yavaş yaklaşmaktaydı. O dönemde Hitler’in iktidar olacağını, "Kendisine bir çıkış yolu arayan burjuvazi" birinci beş yıllık kalkınma planında başarıya ulaşan ve bunun sonucunda kendilerine engel olabilmek için karşılarına bir düşman çıkarılacağını bilen Sovyet Sosyalistleri ve Almanya’da yaşayan sanatçılar çok iyi biliyordu. Alman Dışavurumcu (ekspresyonist) Akımının temelleri daha doğrusu onu ortaya çıkartan buydu. Edward Munch’a tablosunda "Çığlık (Scream)" attıran şey Hitler tehlikesidir. Bozuk şekiller, karmaşık çizgiler, toplumun bunalımını yansıtan göstergelerdir. Sanatçılar da bu bunalımı eserlerine yansıtmıştır. Keza sanatçının içinde bulunduğu toplumun koşullarına göre şekil aldığı düşünülürse bunun olması, doğanın kanunu gereğidir bir bakıma.

Resim sanatında gördüğümüz bu teknik özellikler sinemada da kendisini koruyacaktır. Alman ressam Herman Warm "Filmler canlı resim halini almalıdır" derken bunu kasteder belki de.   Filmlere geçmeden önce, öncelikle akımın temel özelliklerinden söz etmek gerek. Genel olarak bahsedebileceğimiz özellikler şunlardır:
• Oyuncularda aşırı şiddetli duygulara yer verir. Oyunculuklar abartılıdır.  
• Dekor ve ışık kullanımında bozuk şekiller kullanılmıştır.  
• Çoğunluğu stüdyoda çekilen filmlerdir.  
• Konuları kişilik bölünmeleri, ruhsal bozulmalar ve doğaüstü olaylardır.  
• Korku sinemasına bir bakıma öncül olmuştur.  
• Prototip kullanımı yaygındır.  
• Filmde oyunculara kullanılan makyaj abartılıdır.

Dışavurumcu Alman Sineması’nın genel özelliklerini belirttikten sonra akımın belli başlı filmlerini örneklemeli.

Praglı Öğrenci (Der Student von Prag; 1913)  
Edgar Allan Poe'nun 1839'da yayımlanan kısa öyküsünden Stellan Rye'ın uyarladığı film, tam olarak akımın içerisine sokulmamakla birlikte dışavurumcu birçok özelliği içinde barındırır. Kişilik bölünmesi teması kullanılması ve korkutucu sahnelere yer verilmesi bunu kanıtlar.

Der Golem (1914) Henrik Galeen ve Paul Wegener tarafından yazılıp yönetilen film hikayesini bir Yahudi efsanesinden alır. İnsan şekli verilmiş çamurdan yapılan Golem İbranice’de "düşük zekalı" kelimesinden türetilen bir sözcüktür. Yaratıcısına bağlıdır ve onu korumak temel inancıdır. Yine bu film de dışavurumcu özellikler taşır. Ayrıca bir seri filmi oluşturur.

Cüce (Homunculus, 1916) yönetmenliğini Otto Rippert’in yaptığı bir filmdir. Bir profesör tarafından laboratuarda yapılan  Homunculus kontrolden çıkar ve ortalığı karıştırmaya başlar. Daha sonra da bir diktatöre dönüşen bu yaratık aslında Alman toplumuna bir diktatörün geleceğini haber veren uyarı gibidir. Burjuvazi tarafından yaratılan ve daha sonra da bir diktatöre dönüşen Hitler’in bir alegorisidir Homunculus.

Dr. Caligari’nin Muayenehanesi (Das Cabinet Des Dr. Caligari; 1920) Robert Wiene tarafından çekilen Dışavurumcu Alman Sineması’nın en önemli en çok tartışılan filmidir. Anlattığı gizemli cinayet öyküsünün yanı sıra resimli panolardan oluşan dekorları, boyayla elde edilmiş gölgeleri, eğik bacalı, yamuk duvarlı evleriyle filmin yarattığı fantastik ve ürkütücü dünya bugün bile ilgiyle izlenmesini sağlar. Film, döneminde ve sonrasında pek çok övgüler aldığı gibi, aynı ölçüde eleştirilmiştir de. Öyleki "Kaligarizm" bir terim haline gelmiştir.
Dönemin Almanya’sı dikkate alındığında filmde anlatılmak istenenin sıradan insanların otorite tarafından nasıl kandırılıp "öteki" olarak gördükleri kişilere karşı oluşan düşmanlıklarıdır. Susan Sontag’ın "Büyüleyen Faşizm" adlı makalesinde de bahsettiği gibi itaatkar davranışı yaygınlaştırmaya çalışan faşist estetiğin ve otoritenin geleceğini gören bir filmdir Dr. Caligari’nin Muayenehanesi. Keza bozulmuş dekorlar, şekiller, ışık kullanımı bu korkuyu yansıtmaktadır.

Nosferatu: Bir Dehşet Senfonisi (Nosferatu, eine Symphonie des Grauens; 1922)  F. V. Murnau’nun yönetmenliğini yaptığı bir filmdir. Sadece dışavurumcu akım ile sınırlı kalmayıp aynı zamanda korku filmleri arasında da klasikler arasında giren bir filmdir. Korku sinemasında ilk vampir filmi sayılmaktadır. (Film, İrlandalı yazar Bram Stoker'ın Drakula romanının bir uyarlaması olduğu ve telif ödenmeksizin yapıldığı için yayından kaldırılmıştır. İzinli olarak ilk Drakula filmi 1931 yılında çekilmiştir. Nosferatu filminde Bram Stoker'ın filminden farklı olarak vampir kontun adı Orlok'dur. Bram Stoker'ın Drakula'sında ise vampir kontun adı Drakula'dır.) 

Dr. Mabuse (Dr. Mabuse, der Spieler - Ein Bild der Zeit; 1922), Fritz Lang'ın, Lüksemburglu yazar Norbert Jacques'ın 1921'de yayımlanmış "Dr. Mabuse, der Spieler " adlı romanından uyarladığı filmde, Doktor Mabuse, karşısındakinin zihnini kontrol edebilen bir psikanalisttir. Bu "yeteneği"ni kumarhanelerde servet kaldırmak, borsada değerli kağıtlar üzerinde piyasayı speküle etmek gibi gayrimeşru yollarda kullanmaktadır. Fakat her şey kusursuz bir şekilde ilerlemez ve esrarengiz olaylar Eyalet Başsavcısı Von Wenk'in şüphesini çeker. 
Bu filmde yine açıktan olmasa da metaforlarla otorite eleştirisini görmek mümkün.

Metropolis (1927), Fritz Lang'ın 1927’de çektiği Metropolis filmi de dışavurumcu akımın en önemli filmleri arasında gösteriliyor. Bilim kurgu türünün öncülleri arasında sayılan bu film Nazilerin dikkatini çeker. Bu yüzden de Naziler Fritz Lang’a Sinema Müdürlüğü’nün başkanlığını teklif ederler. Fakat yönetmen bunun üzerine Fransa’ya kaçarak bunu reddetmiş olur. 1932’de çektiği "Dr. Mabuse’nin Vasiyeti" ise adeta topluma Nazi olmadığını ispat etmek için çektiği bir filmdir. Yönetmenin Metropolis filmi bazı kesimler tarafından "kapitalizm ile uzlaşan işçi sınıfını anlatması" sebebiyle eleştirilmiş. 

M - Bir Şehir Katilini Arıyor (M; 1931), Fritz Lang'ın ‘M’ filmi ise kara film türünün önemli örnekleri arasında sayılmaktadır. 


Bir cümle ifade edecek olursak şunu diyebiliriz ki; yönetmenlerin yaklaşan Nazizm tehlikesi arifesinde çığlıklarının bir fotoğrafıdır dışavurumculuk. 

Dışavurumculuğun aşırı gerçek dışılığı kısa ömürlü oldu. Birkaç yıl içinde gelip geçti ancak temaları ve dekorun, ışığın ve gölgenin anlam yaratmak amacıyla abartılı kullanımı 1920 ve 1930'ların daha sonraki filmlerinde sıkça kullanıldı.

Bu karanlık ve karamsar akım, Almanya'da Nazilerin iktidara gelmesi ve birçok Alman sinemacının Hollywood'a göç etmesiyle Amerika'ya taşındı. Özellikle iki tür, dışavurumculuk akımından bariz biçimde etkilenmiştir: Korku sineması ve kara film (film noir).


24 Eylül 2015 Perşembe

KORKU FİLMİ

Korku filmi izleyicilerde korku, dehşet, terör veya tiksinti uyandırmak amacıyla kurgulanan bir film türüdür. Korku filmlerinin konusunu gündelik hayata sızan ve bazen doğaüstü şekillerde ortaya çıkan şeytani güçler, olaylar ya da karakterler oluşturur. Korku filmi karakterleri vampirler, zombiler, canavarlar, hayaletler, seri katiller ya da korku uyandıran başka bir dizi karakter içerir. 

İlk korku filmleri sıklıkla klasik edebiyattaki Drakula, Frankenstein, Mumya, Kurtadam, Operadaki Hayalet ve Dr. Jekyll ve Mr. Hyde gibi karakter ve öykülerden esinlenmiştir. 

II. Dünya Savaşı sonrası korku filmleri ise, bundan farklı olarak, yaşamda güvensizlik yaratan şeylerden esinlenmiş ve üç farklı korku filmi alt türünün doğmasına yol açmıştır: kişilik korkusu, kıyamet korkusu ve şeytani güçler korkusu filmleri. Son alt tür, erken dönem korku filmlerinin dünyaya dehşet salan doğaüstü güçler üzerine daha çok vurgu yapan modern biçimleri olarak ele alınabilir.

Korku filmleri açık şiddet içermelerinden ötürü eleştirilmiş ve düşük bütçeli B filmleri ve sömürü filmleri olarak görülerek eleştirmenler tarafından uzun bir süre ciddiye alınmamış. Bununla birlikte, bazı majör film stüdyoları ve saygın yönetmenlerin bu türde filmler çekmeleri ile birlikte film türü kuramı ve auteur yönetmen kuramı ışığında korku filmlerini çözümleyen daha ciddi eleştiriler yapılmaya başlanmıştır. Bazı korku filmleri bilim kurgu, fantastik, kara komedi ve gerilim türlerinden birtakım unsurları da bünyesinde barındırır. 

GERİLİM FİLMİ

Gerilim, endişe, gerilim ve ajitasyon duyguları bu türün ana öğeleridir. Bu türün ana alt türü psikolojik gerilim türüdür. John F. Kennedy Suikastı sonrası politik gerilim ve paranoya gerilim türleri aşırı popülerlik kazanmıştır. Gerilim filminin en iyi örneklerinden bazılarını gerilim öğesini ustaca kullanan Alfred Hitchcock vermiştir.

Gerilim tarzı filmler seyirciyi, yüksek seviyede beklenti veya ümit etme, kararsızlık, anksiyete, endişe, heyecan, gerginlik ve dehşet gibi bazı ruh hallerine girmeye teşvik eder. Red herring ve Cliffhanger gibi edebi teknikler sıklıkla kullanılır. En önemli bilgiyi seyirciden gizlemek, dövüş ve takip sahneleri tüm gerilim alt türlerinde sıklıkla kullanılan metotlardır. Buna rağmen her alt kategori kendi karakteristiğine ve metotlarına da sahiptir.

Suç gerilimi alt türünde genellikle fidye, rehine, silahlı soygun, intikam ve adam kaçırmak gibi metotlar kullanılır. Gizem gerilimi alt türünde ise genellikle soruşturma ve polisiye gibi öğeler kullanılır. Psikolojik gerilimlerde akıl oyunları, psikolojik temalar, sinsice yaklaşmak, hapsedilme/ölüm tuzağı, takıntı ve dehşet saçan kişilik gibi metotlar vardır. Paranoya, işlenmeyen suçtan cezalandırma gibi öğeler ise paranoya gerilim alt türünde kullanım görürler. Batı dünyasının en eski hikayelerinden biri Homeros'un Odysseia eseri ilk gerilim türünün ilk örneklerinden biridir. Bu kahramanın, kötü adamın hareketlerinin üstesinden gelmesi gerektiğine dair bir gerilimdir. 

KARA KOMEDİ

Kara Komedi ya da Kara Mizah, komedi ve hicvin alt türlerinden biridir. Genellikle ciddiyetle anılan cinayet, ölüm, hastalık, savaş, akıl hastalığı gibi konuları mizahi bir anlayışla ele alır. 

Kara komedi, açık seçik olana karşıtlık göstermesine rağmen bu anlayışla ilişkilidir. Dolaysız gülmecede mizahi durumların çoğu şoka ve ani değişimlere dayanırken kara komedi genellikle ironi ve hatta bazen yazgıcılığı (fatalizm) kullanır.

Bu özel mizah türüne çarpıcı örnek olarak Beckett'in Godot'yu Beklerken adlı oyunundan bir sahne verilebilir; karakterlerden biri kendini asmak için kemerini çıkarır, ancak pantolonu düşer.

Stanley Kubrick'in yönettiği Dr. Garipaşk (Dr. Strangelove, 1964) filmi, sinema alanında kara komedinin öncüsü olarak gösterilir.

Kara mizah içinde aynı zamanda parodi, yani biçimle öz arasındaki ayrılıktan gülünç etki yaratma yer alır. Yaygın olarak, ciddi olması gereken ancak açıkça bunu başaramayan bir duruma karşı gösterilen tepkidir.

FEMME FATALE

Femme fatale (Fransızca telaffuzu: /fam faˈtal/ anlamı, ölümcül kadın), ilişkiye girdiği erkeklere sonunda büyük sıkıntılar yaşatan çekici ve baştan çıkarıcı kadın. Fransızcada "felakete neden olan kadın" anlamına gelir. Edebiyatta, sinemada ve güncel olayların aktarımında genelde cinsel açıdan tatmin olmaz azgın bir kadın olarak tasvir edilir.

Femme fatale tiplemesi, şu veya bu şekilde, bütün kültürlerin efsanelerinde ve folklorunda yer etmiş. Tarihin kaydettiği ilk örnekleri arasında, Sümer tanrıçası İştar ve Tevrat'ta yer alan Havva, Lilith, Delilah ve Lou Andreas-Salomé sayılır. 19. yüzyıldan itibaren, yükselen burjuvazinin ahlaki değerler anlayışı içinde, Batı kültüründe daha sık rastlanıyor. Tiplemenin örnekleri Oscar Wilde, Edvard Munch, Gustav Klimt gibi sanatçıların eserlerinde mevcuttur. Kadın hakları hareketinin gelişmesiyle, ve muhtemelen bu harekete burjuvazinin bir tepkisi ve korkularının bir ifadesi olarak, femme fatale tiplemesi dimağlarda daha da geniş yer etmeye başlamış, daha da fazla sayıda örnek yaratılmış. Edebiyat ve resimle başlayan vurgu, sinemanın ortaya çıkması ve gelişmesiyle bu sanat dalına da taşınmış.

Anadolu Türklerinin folklorunda da yer etmiş Albıs da bir çeşit femme fatale olarak değerlendirilebilir. Türkiye'de özellikle Elazığ, Kahramanmaraş, Çukurova, Manisa ve Muğla'da canlı kalmış albıs inancı içinde, öncelikle lohusa dönemi yaşayan kadınlara ve bebeklerine musallat olmakla birlikte, genç kızlara, atlara ve nihayet erkeklere geleni de vardır. Sarışın ve güzel bir genç kadın görünümünde gelen Sarı albıs; şehvetli, çekici bir kadındır ve Sarıhummaya neden olur.

Anglo-Sakson kültüründeki femme fatale tiplemelerinin kökenlerinde genelde bir yabancılık unsuru bulunur. Femme fatale bu çerçevede bir tür cinsel vampir olarak tasvir edilir. Nitekim, günümüz söyleminde iki tanım arasında derece farkı yerleşmiş olsa da, İngilizce'de femme fatale evvelce "vamp" şeklinde tanımlanıyordu. Femme fatale, karanlık şehvet arzuları ile ağlarına düşürdükleri ve kendilerine aşık ettikleri erkeklerin erkekliğini, kişiliğini, maddi varlıklarını, toplumsal itibarlarını sömürerek çökertirler. Bu erkekler, kadın tarafından içlerinde ve dışlarında hiçbir şey kalmayacak hale getirildiklerinde bir köşeye atılırlar. 20. yüzyıl başlarına ait femme fatale (vamp) tiplemesinin iyi bir örneği, Britanyalı yazar Lawrence Durrell'ın "İskenderiye Dörtlüsü" adlı roman serisindeki  (The Alexandria Quartet) Justine (1957) karakteridir.

Erkeğin femme fatale tiplemesine dönük yaklaşımında çeşitli farklar bulunmaktadır. Bir anlamda, femme fatale'nin zıt kutbunda, hayatını kadınları sıfırlamaya adamış erkek tipi de mevcuttur. İyi bir örneği Uğultulu Tepeler'deki Heathcliff karakteridir. Amerikalı yazar J.D. Salinger'in tek bir iyi roman (Çavdar Tarlasında Saklambaç) ve birkaç iyi hikâye çıkarabilmek için, birçok kadının kişiliğini ve varlığını bilinçli ve sistemli olarak sömürdüğü iddia edilir. Bir başka erkek tipi ise, bile bile lades mantığıyla ve iflah olmaz bir şekilde femme fatale'lere yönelir. 
Öte yandan, her kadının erkekler ile ilişkilerinde cinselliği kullanış tarzı ve yoğunluğu, kendi içinde ve zamana ve şartlara bağlı olan unsurlar da dahil olmak üzere, değişebilmektedir.

Günümüzdeki femme fatale örnekleri arasında Nikita, Moulin Rouge, Femme Fatale filmleri, ve pek çok video oyununda yer alan karakterler sayılabilir (örneğin, dolaylı şekilde, Lara Croft).

Sinema tarihinin en ünlü femme fatale karakteri ise diğer femme fatale rollerinde de göze çarpan Rita Hayworth tarafından canlandırılan aynı isimli filmdeki Gilda karakteridir. Rita Hayworth Salome filminde veya Şangaylı Kadın filmindeki kadın karakterlerinin çok ötesinde, kara film janrında ön plana çıkan ve film tarihi boyunca birçok filmin gönderme yapmasına ya da filmi aynen veya kısmen taklit etmesine yol açan bir figür sergilemiştir. Tek eldivenini çıkararak dans ettiği ve put the blame on mame adlı, her kabahati kadınlarda bulan erkeklerle dalga geçen bir şarkıyı söylediği sahne, genelde femme fatale'e örnek olarak gösterilir.

Yazılı Sanatta Famme Fatale Karakterleri: 
Poison Ivy - Zehirli Sarmaşık; (Batman çizgiromanının karakterlerlerinden)
Catwoman - Kedi Kadın; lakaplarından biri feline fataledir (kedi türü "feline"den kelime oyunu) (Batman çizgiromanının karakterlerlerinden)
BloodRayne; (aynı ismi taşıyan bilgisayar oyunundan uyarlanan 2005 Amerikan yapımı bir vampir filminin ana karakteri)
Ada Wong; (ilk olarak resident evil 2'de çıkan bilgisayar oyunu karakteri)
Morrigan Aensland; (Darkstalkers dövüş oyunu serisinin karakteridir)
Carmen; (Fransız besteci Georges Bizet'nin, Fransız yazar Prosper Mérimée'nin Carmen adlı kısa romanından esinlendiği 4 perdelik Opera eserinin ana karakteri)
Circe - "Kirke"; (Yunan mitolojisinde büyücü tanrıça)
Hürrem Sultan; (renkli hayatı ile efsaneleşmiş; entrikaları, zekası, cesareti ve ihtiraslarıyla ün salmış Osmanlı Hanım Sultanı'dır)
Medea, (Midia, Medea ya da Medeia, Yunan mitolojisinde Lazların Kralı Aietes'in kızı Güneş soylu Kolkhis prensesi. Antik dünyanın en büyük büyücülerinden biri, ilaç ve zehir yapım ustasıdır. Yer ve Ay Tanrıçası olarak da tapınım görmüştür. En bilinen fiziksel özelliği gözlerinin açık renkli ve parlak olmasıdır. Karakteristik özelliği ise öfkelendiğinde korkutucu bir kişiliğe bürünmesidir)

Mitolojik Famme Fatale Karakterleri: 
Lilith, (Musevilik ve Hıristiyanlık apokrif inançlarında Âdem'in ilk eşidir. Talmud'da yer alan Yaradılış bölümünün 1. Bab'ında Âdem ile beraber bir dişi yaradıldığından, 2. Bölümde ise Âdem'in kaburga kemiğinden bir dişi yaratıldığı yazılıdır.)
Calypso, (Homeros'un Odysseia destanında adı geçen gizemli tanrıça. Adı Yunanca gizlemek anlamına gelen kalyptein den türetilmiştir)
Morgan le Fay, (Kral Arthur'un kız kardeşi ve Avalon'un leydilerindendir. Morgaine olarak da bilinir. Hakkında yazılmış ve söylenmiş pekçok rivayet vardır ve bunların en başında cadı olduğu ileri sürülür. Bütün bunların temelinde, Britanya'da yaşadığı dönemde Hristiyanlığın çok hızlı benimsenmesi, yaygınlaşması sırasında paganlığı savunması ve önde gelen temsilcisi olmasıdır.)

ALBIS

Albıs (Bulgarca: Алмас, Çeçence: Алмазы), (Al) kökünden türemiştir. Aldatmak, kandırmak ve kızıl renk anlamlarını içerir. Moğolca kökünde ise Al-Hal benzeşmesine ilave olarak “Gal” (Ateş) anlamı da vardır. Yine Moğolca'da Halah fiili yakmak demektir.



Türk ve Altay halk inancında ve kültüründe Cadı anlamına gelir. Albız, Albas, Alpas ve Moğolcada Almas, Anadoluda "Alkarısı" olarak da bilinir. Albastı’ya (ruh çarpması;  Alkarısı’nın neden olduğu ruh hastalığı) neden olan kızıl renkli kötü varlık.

Çirkin, saçları dağınık, gözleri kanlı, uzun tırnaklı, uzun boylu, çok kuvvetli olarak tanımlanır. Deveyle güreşebilecek kadar uzun olduğu söylenir. Kızıl elbiseler giyer. Kimi anlatılarda bir küpün içine girerek orada yaşar. Bazen de ırmak kenarlarındaki ıssız bölgelerde veya içi boş ağaç kovuklarında yaşadığı söylenir. İri gözlüdür. Çok fazla sayıda ağır, demir takıları vardır. En sevdiği şey atların yelesini örmektir. Yakalamak için elbisesine veya kendisine iri bir iğne saplamak gerekir. Demirden ve demircilerden korkar. Lohusalara musallat olur ve ölümlerine sebebiyet verir. Korunmak için Lohusaların odalarında demir eşya bulundurulur. Kötülük yapmaktan zevk alır. Yaptığı kötülükler Albasmak tabiri ile anlatılır. Ayakları ters olarak betimlenir. Kendisiyle konuşan kam (büyücü din adamı, Şaman) ne derse tersini yapar. Kuyuya girerek kaybolur. Bazen de iğne batırılınca su olup bir kuyuya doğru akar. Uzun boylu, uzun parmak ve tırnaklı, dağınık saçlı, yağlı vücutlu, el ve ayakları küçük, dişlek, bir bir dudağı yerde, bir dudağı gökte, çıplak gezen, göğüslerinden birini geriye atmış, tepesinde gözü olan çok çirkin, al gömlek giyen bu yaratık Muğla’da denizden çıkan ve yalnız bırakılan çocukları çalarak dalgaların dibindeki evine götüren bir kadın olarak tanımlanır. Gökçe Munçuk (Mavi Boncuk)’tan çok korkar, ki Nazar Boncuğu kavramının kökeninde bu anlayış yatar. Moğolca anlamı küp içine girmeyi de içerir. Buna bağlı olarak küplerin içinde saklandığı da düşünülür. Ağzında sihirli bir taş olan bir kuş kılığına girebilir. Öleceğini anladığında kendini yaralar ve akan kanından bir süre sonra yeni bir Albıs doğar. Çeçen diline “Almaz” olarak geçmiştir. Türklerdeki “Hal Ana” ve Moğolca “Gal Ana” (Ateş Ana) tamlamasıyla da bağlantılıdır. Sümerlerdeki Al Tanrısı ile de ilişkilidir. Bulgarlarda şeytan Ala olarak adlandırılır. Sümerlere göre insanların göğsüne zarar vermekte ve soluğunu kesmektedir ve bela yaymaktadır. Hıbılık adı verilen bir varlık da Albıs’ın özelliklerini taşır. Ayrıca Kızıl Albıs olarak da bilinen bu varlığın iki türü daha vardır; Sarı Albıs ve Kara Albıs.

Sarı Albıs: “Sarısaç” olarak da bilinir. Sarışın bir kadın görünümündedir. Kötülükte Kızıl Albıs’a göre biraz daha düşük seviyededir. Ölümcül değildir. Keçi veya tilki kılığına bürünebilir. Verdiği zararlar Sarıbasmak tabiri ile karşılanır. Sarı giysiler giyer. Sarıhummaya neden olur. Şarlatanlık yönü ağır basar, daha hoppa ve oynaktır. Kandıracağı kişiyi cilvelerle kendisine çeker. Dünyadaki en güzel kadından daha güzel bir görünüşe sahip olabilir. Şehvetli ve açgözlü bir karakterdedir. Oluşturduğu hastalık “Sarı Basmak” tabiriyle ifade edilir.

Kara Albıs: “Karasaç” olarak da bilinir. Esmer, koyu tenli bir kadındır. Daha ağırbaşlı ve ciddi bir görünüme sahiptir. Ancak daha aldatıcı ve baştan çıkarıcıdır. Verdiği zararlar Kızıl Albıs’a göre daha ölümcüldür. Nadiren rastlanır. Karabasmak tabiri bu Albıs’ın yaptığı kötülükler için kullanılır. Kara giysiler giyer. Karahummaya neden olur. Çakal veya sırtlan kılığına girebilir. Oluşturduğu hastalık "Kara Basmak karabasan" tabiriyle ifade edilir. Ve bu durum kabuslarla da ilgilidir.


Alıntı: tr.wikipedia
Kaynaklar: 
Pertev Naili Boratav - Türk Mitolojisi - Oğuz, Anadolu, Azeri, Türkmen - Bilgesu Yayınları (2012) - Çeviri: Recep Özbay
Türk Söylence Sözlüğü - Deniz Karakurt - Türkiye (2011)
Bahaeddin Ögel - Türk Mitolojisi (Cilt-1, Sayfa 300)


B FİLM

B filmi terimi, başlangıçta Hollywood’un Altın Dönemi sırasında yaygın bir uygulama olan çift gösterimde asıl filmden önce gösterilmek üzere çok fazla reklamı yapılmaksızın dağıtımı yapılan düşük ya da mütevazı bütçeli filmleri ifade etmekteydi. Bu tür alt-film yapma geleneğinin 1950’lerin sonlarına doğru terk edilmiş olmasına karşın B filmi terimi, ne sanat filmi ne de porno film olarak adlandırılabilecek herhangi bir düşük bütçeli ticari sinema filmini ifade edecek şekilde daha geniş bir anlamda kullanılmaya devam etmiştir. 
Terimin Hollywood’un Altın Dönemi sonrası kullanımında, türün sanat filmine mi yoksa porno filmine mi daha yakın olduğu konusunda bir anlam belirsizliği söz konusu olmuştur. Bir yandan birçok B filmi yüksek derecede ustalık ve estetik yaratıcılık sergilerken diğer yandan birçok ucuz sömürü filminin başlıca konusu şehvettir. Bazı filmler için her iki durum da geçerlidir.

Terimin her iki kullanımı için de geçerli olan bir durum, çoğu B filminin belirli bir film türünü yansıtmasıdır. Holywood’un Altın Dönemi’nde B filmleri için tercih edilen başlıca film türü Western iken, 1950’li yılllarda düşük bütçeli bilim kurgu ve korku filmleri daha popüler hale gelmişti. İlk B filmleri sıklıkla yıldız oyuncunun sürekli olarak aynı karakteri canlandırdığı bir film serisinin bölümlerini oluştururdu. B filmleri, neredeyse her zaman için birlikte gösterildikleri asıl filmden daha kısaydı, birçoğu 70 dakika ya da daha az sürerdi. B filmi adlandırması, bu tür filmlerin yüksek bütçeli filmlere göre ikinci derece olduğu konusundaki genel algılamayı ifade etmekteydi; bağımsız B filmleri sıklıkla eleştirmenler tarafından göz ardı edilirdi. Yakın zamanlı B filmlerinin de bazen devam filmleri çekilebilmektedir, fakat eskiye oranla film serileri pek yaygın değildir. A sınıfı filmlerin ortalama gösterim süresi uzadıkça, B filmlerinin gösterim süreleri de uzamıştır. Günümüzdeki kullanımında, B filmi teriminin bir şekilde birbiriyle çelişen başlıca iki anlamı vardır: Belirli bir film bu şekilde adlandırılıyorsa, söz konusu filmin; (a) minimal sanatsal kaygılarla yapılmış bir tür filmi ya da (b) daha pahalı filmler için dayatılan kısıtlamalara ve "ciddi" kabul edilen bağımsız filmlerin yapılış geleneklerine bağımlı olmaksızın serbestçe yapılan canlı, dinamik bir film olduğu ifade ediliyor. 

Başlangıcından günümüze B filmleri, mesleğe yeni başlayanlar ve kariyerleri sönmekte olanlar için birtakım olanaklar sağlamıştır. Anthony Mann ve Jonathan Demme gibi ünlü film yapımcıları, B filmleri çekerek ustalık kazanmışlar. John Wayne ve Jack Nicholson gibi aktörler B filmleri aracılığıyla kendilerini tanıtma olanağı bulmuş; ayrıca B filmleri Vincent Price ve Karen Black gibi eski A sınıfı film oyuncuları için de çalışma olanağı sağlamıştır. Béla Lugosi ve Pam Grier gibi bazı oyuncular, kariyerlerinin büyük bölümünde B filmlerinde çalışmışlardır.


23 Eylül 2015 Çarşamba

KARA FİLM (film noir)

Kara film (film noir), 1946 yılında İtalyan kökenli Fransız film eleştirmeni Nino Frank tarafından ortaya çıkartılmış bir kavramdır. Film Noir bir tür değildir. Bir mod, stil ya da filmdeki tondur. Fransa'da ortaya çıkan 'film noir' kavramının Türkçe karşılığı 'kara film'dir. Kara filmin temaları göçmen film yapımcıları tarafından Avrupa'daki kaynağından çıkarılarak Hollywood'a ithal edilmiştir. Kara film'in kökleri 1920-1930'lar Alman Dışavurumcu Sineması'nın örneklerinden olan Robert Wiene'in Dr. Caligari'nin Muayenehanesi (Das Cabinet Des Dr. Caligari; 1920) ve Fritz Lang'in Metropolis (1927) filmi ile 1930'lar Fransız sesli filmleridir.

Dr. Caligari'nin Muayenehanesi  -  "Das Cabinet Des Dr. Caligari" (1920 - Almanya)  -  IMDb: 8,1
Yönetmen: Robert Wiene



Metropolis  -  (1927 - Almanya)  -  IMDb: 8,3 (3 ödül)
Yönetmen: Fritz Lang

Kara da ne?... Nedir bu?
"Kara film akımını düşsel, tuhaf, erotik, karışık ve zalim olarak nitelendirerek işi basite alıyor olabiliriz…" Bu, Fransız eleştirmenler Raymond Borde ve Etienne Chaumeton'un 1955 yılında yazdıkları "Panorama du Film Noir Americain 1941-1953" (Amerikan Kara Filminin Panoraması) kitabında giriştikleri, kara film akımını ilk tanımlama çabası, daha sonra konu üzerine yapılan birçok çalışmada temel olmuş. 

Araştırmacılar her kara filmin bu beş özelliği (düşsel, tuhaf, erotik, karışık ve zalim) eşit miktarda içermediğini göstermek için "bazısının daha düşsel, bazısının özellikle acımasız" olabileceği üzerinde durmuş. Kara film için yapılan tanımların çokluğundan da anladığım kadarıyla ortaya konabilmiş net ve kısa bir tanım yok. Fransız eleştirmenlerin uyarısı işe yaramış: kökleri, sonuçları ve doğası itibariyle bambaşka olan bu alana dair yapılacak genellemeler yetersiz kalacak ve basite indirgemeyle sonuçlanacaktır.

Kara filmler, gangster ve polis filmlerinden toplumsal filmlere kadar uzanan bir dizi türü kapsar ve Hollywood'un ana akımını oluşturan basit filmlerden abartılı olanlara kadar çeşitli görsel yaklaşımlar benimser. Pek çok eleştirmen, kara filmi başlı başına bir tür olarak ele alırken, aksini savunanlar da olmuştur. Genellikle kentsel dekorla ilişkilendirilmekle birlikte pek çok klasik kara film, küçük kasabalarda, banliyöde, kırsal bölgede ya da yolda geçer; bu nedenle Western filmlerinde olduğu gibi dekor, türü tanımlamak için yeterli olmaz. Aynı şekilde, özel dedektif ve femme fatale tiplemeleri, genellikle kara filmle ilişkilendirilen film karakterleridir. Ama kara filmlerin çoğunluğunda ikisine de rastlanmaz. Dolayısıyla tür tespiti için gangster filmlerinde olduğu gibi karakter temelli bir yaklaşımda da bulunulamaz. Kara filmlerde doğaüstü, spekülatif ya da müzikal motifler de yoktur. Benzer bir durum screwball comedy denilen filmler için de söz konusudur. Bu filmler eleştirmenler tarafından bir tür olarak kabul edilir ama temel bir kriterleri yoktur. Daha çok filmlerdeki genel düzen ve tümünde görülmeyen bazı temel ilkelerin varlığıyla tanımlanırlar.

Kara filmin kökeni yalnızca sinemada değil diğer sanatsal ortamlarda da bulunmaktadır. Klasik üslupla bağlantısı olan düşük aydınlatma düzeni, Maniyerist (üslupçu) ve Barok dönem sanatçılarının 15. ve 16. yy.larda geliştirdiği resimde gölgelendirme (chiaroscuro) ve keskin kontrastlar kullanma (tenebrizm) geleneğiyle ilişkilidir. Kara film estetiği, 1910’ların ve 1920’lerin tiyatro, fotoğraf, resim, heykel ve mimarisiyle yakın ilişki içinde bulunan Alman Dışavurumculuğu’ndan derin biçimde etkilenmiştir.


Hollywood film sanayisinin patlama yaşaması ve daha sonra Nazi iktidarının Dışavurumcu harekete dahil olan ya da onlarla çalışan pek çok sinemacıyı göç etmeye zorlaması, kara film yolunda pek çok fırsat kapısı açmıştır. En ünlü klasik kara filmlerin bazılarına imza atan Fritz Lang, Robert Siodmak ve Michael Curtiz gibi yönetmenler dramatik ışık teknikleri ve psikolojik olarak etkileyici mizansenlerle katkıda bulunmuştur. Lang’ın 1931 yılında çektiği başyapıtı "M", dönemin kara film karakteristiği barındıran başlıca suç filmlerinden biridir. Kara film tipinde bir olay örgüsüne sahiptir, kahramanı ve takipçileri suçludur. 


M - Bir Şehir Katilini Arıyor  -  "M"  (1931 - Almanya)  -  IMDb: 8,4
Yönetmen: Fritz Lang
M - Bir Şehir Katilini Arıyor, bir Alman kentinde polisin seri cinayetler işleyen bir çocuk katilini yakalamakta yetersiz kalması üzerine tedirgin olan şehirdeki diğer suçluların da insan avına katılmaları anlatır.

1931 yılına gelindiğinde, yılda altı film çeken Michael Curtiz beş yıldır Hollywood'daydı. O'nun Sing Sing'te 20.000 Yıl (20,000 Years in Sing Sing, 1932) ve Özel Dedektif 62 (Private Detective 62, 1933) filmleri kara film olarak sınıflandırılabilecek erken dönem Hollywood sesli filmlerindendir. Dışavurumcu eğilim taşıyan ve özellikle özgür bir üsluba sahip filmler arasında, Universal Stüdyolarının Drakula (1931), Mumya (1932) (ilkinin sinematografı olan Berlin'de eğitim görmüş Karl Freund ikincisinin yönetmenliğini yapmıştır) ve yönetmenliğini Edgar G. Ulmer'in yaptığı Kara Kedi (The Black Cat, 1934) gibi filmler vardır.

Sing Sing'de 20.000 Yıl  -  "20,000 Years in Sing Sing" (1932 - ABD)  -  IMDb: 7,1
Yönetmen: Michael Curtiz


Özel Dedektif 62  -  "Private Detective 62"  (1933 - ABD)  -  IMDb: 6,6
Yönetmen: Michael Curtiz


Drakula  -  "Dracula"  (1931 - ABD)  -  IMDb: 7,6 (1 ödül)
Yönetmen: Tod Browning


Ölmeyen Mumya  -  "The Mummy"  (1932 - ABD)  -  IMDb: 7,2
Yönetmen: Karl Freund


Kara Kedi  -  "The Black Cat"  (1934 - ABD)  -  IMDb: 7,2
Yönetmen: Edgar G. Ulmer

Universal'ın korku filmleri hem öykü hem duyarlılık bakımından kara film türüne en çok yaklaşan filmlerdir; bununla birlikte İngiliz sanatçı James Whale tarafından yönetilen ve Amerikalı sanatçı Carl Laemmle Jr. tarafından filme alınan Görünmez Adam (The Invisible Man, 1933) ve Şangay Ekspresi (Shanghai Express, 1932) ve Viyana'da doğan ama Amerika'da büyüyen Josef von Sternberg'in yönettiği Şeytan Bir Kadındır (The Devil Is a Woman, 1935) gibi filmler de erotizmleri ve barok görsel üsluplarıyla klasik kara filmin temel özellikleriyle uyumludur. Sternberg'in sessiz filmi Yeraltı'nın (Underworld, 1927) ticari başarısının nedeni Hollywood'un gangster filmleri akımını reddetmesidir. Bu türdeki Küçük Sezar (Little Caesar, 1931), Halk Düşmanı (The Public Enemy, 1931) ve Yaralı Yüz (Scarface, 1932) gibi popüler yapımlar, dönemin film kahramanlarının ahlaki olarak ayıplanacak özellikler taşımasının örnekleridir.

Görünmez Adam  -  "The Invisible Man"  (1933 - ABD) - IMDb: 7,7
Yönetmen: James Whale


Şangay Ekspresi  -  "Shanghai Express"  (1932 - ABD) - IMDb: 7,5 (1 Oscar)
Yönetmen: Josef von Sternberg


Şeytan Bir Kadındır  -  "The Devil Is a Woman"  (1935 - ABD) - IMDb: 7,2 (1 ödül)
Yönetmen: Josef von Sternberg


Yeraltı  -  "Underworld"  (1927 - ABD) - IMDb: 7,7 (1 Oscar)
Yönetmen: Josef von Sternberg, Arthur Rosson


Küçük Sezar  -  "Little Caesar"  (1931 - ABD) - IMDb: 7,4 (1 ödül)
Yönetmen: Mervyn LeRoy


Halk Düşmanı  -  "The Public Enemy"  (1931 - ABD) - IMDb: 7,8 (1 ödül)
Yönetmen: William A. Wellman


Yaralı Yüz  -  "Scarface"  (1932 - ABD) - IMDb: 7,8 (1 ödül)
Yönetmen: Howard Hawks, Richard Rosson

Klasik kara film, romantik, kaderci yaklaşımıyla ve lanetlenmiş kahramanları kutsamasıyla bilinen 1930'ların Fransız şiirsel gerçekçiliğinden de önemli oranda etkilenmiştir. Kara filme etki eden bir diğer akım da belgeselimsi havasıyla 1940'ların İtalyan Yeni Gerçekçiliğidir. Warner Bros draması Ben Bir Prangalı Hapishane Kaçağıyım (I Am a Fugitive from a Chain Gang, 1932) bu duyarlılıkları taşıyan bir filmdir. Klasik kara film dönemine ait Çıplak Şehir (The Naked City, 1948) ve Caddelerde Panik (Panik in the Streets, 1950) gibi filmler set dışında yapılan çekimler ve profesyonel olmayan oyuncularla Yeni Gerçekçi yaklaşıma eğilim göstermiştir. Artık kara film olarak sayılan birkaç film de, sıradan kahramanlar kullanmaya başlayarak yeni gerçekçiliğe kapı aralamıştır. Bunun en ünlü örneği yine Viyana'da doğan ve Berlin'de eğitim gören Amerikalı yönetmen Billy Wilder'ın Kayıp Haftasonu (The Lost Weekend, 1945) adlı filmidir

Ben Bir Pranga Kaçağıyım  -  "I Am a Fugitive from a Chain Gang"  (1932 - ABD)  -  IMDb: 7,7 (3 ödül)
Yönetmen: Mervyn LeRoy


Çıplak Şehir  -  "The Naked City"  (1948 - ABD)  -  IMDb: 8,1 (2 Oscar + 1 ödül)
Yönetmen: Jules Dassin


Caddelerde Panik  -  "Panik in the Streets"  (1950 - ABD)  -  IMDb: 7,3 (1 Oscar + 2 ödül)
Yönetmen: Elia Kazan




Yaratılan Adam (Kayıp Haftasonu)  -  "The Lost Weekend"  (1945 - ABD)  -  IMDb: 8,0 (4 Oscar + 10 ödül)
Yönetmen: Billy Wilder

(Sırası gelmişken belirtmek gerek; yeni gerçekçilik etkilenimlerine dair ilk örneklerden birisi Siodmak ve Wilder'ın beraber yazdığı ve Siodmak ile Ulmer'in yönettiği Bir Pazar Günü "Menschen am Sonntag; 1930" adlı filmdir).

Bir Pazar Günü  -  "Menschen am Sonntag"  (1930 - Almanya)  -  IMDb: 7,6
Yönetmen + Senaryo: Curt Siodmak, Robert Siodmak, Edgar G. Ulmer, Fred Zinnemann, Rochus Gliese

Bir kara film olmasa da, Orson Welles'in yönettiği 1941 yapımı Yurttaş Kane'deki Sternbergyen görsel karışıklık ve dış ses anlatımıyla ilerleyen karmaşık yapı birçok kara filmde kullanılmıştır.

Yurttaş Kane  -  "Citizen Kane"  (1941 - ABD)  -  IMDb: 8,4 (1 Oascar + 7 ödül)
Yönetmen: Orson Welles

Kara filmi etkileyen başlıca edebi eserler Amerikan dedektif ve suç kurgularının "hard boiled" adı verilen ekolüdür. Dashiell Hammett (ilk romanı Kızıl Hasat, 1929) ve James M. Cain (ilk romanı Postacı Kapıyı İki Kere Çalar, 1934) gibi yazarlar ekole öncülük etmiş, "Black Mask" gibi dergiler yaygınlık kazanmasını sağlamıştır. Malta Şahini (The Maltese Falcon, 1941), Cam Anahtar (The Glass Key, 1942) gibi klasik kara filmler, Hammett'in romanlarından uyarlanmıştır; Cain'in romanı Çifte Tazminat (Double Indemnity, 1944), Mildred Pierce (1945), Postacı Kapıyı İki Kere Çalar (1946) ve "Sevginin Sevimli Taklidi" adlı öyküden uyarlanan Az Kırmızı (Slightly Scarlet, 1956) filmlerine temel oluşturmuştur. Klasik dönemden on yıl önce Hammett'in bir hikâyesi, Rouben Mamoulian'ın yönettiği, Sternberg'le düzenli olarak çalışan Lee Garmes'ın süpervizörlüğünü yaptığı Kent Sokakları (City Streets, 1931) adlı gangster melodramına kaynaklık etmiştir. Pek çok kara film karakteristiğini hem üslup hem de öykü bazında barındıran Kent Sokakları, Lang'ın M'sinden bir ay önce gösterime girdiği için, ilk büyük kara film olma iddiasını taşır.

Malta Şahini  -  "The Maltese Falcon"  (1941 - ABD)  -  IMDb: 7,2 (1 ödül)
Yönetmen: John Huston


Cam Anahtar  -  "The Glass Key"  (1942 - ABD)  -  IMDb: 7,2
Yönetmen: Stuart Heisler
(Bu romanın ilk uyarlaması 1935'te Frank Tuttle tarafından yapılmış)



Çifte Tazminat  -  "Double Indemnity"  (1944 - ABD)  -  IMDb: 8,4 (3 ödül)
Yönetmen: Billy Wilder


Ömre Bedel Kadın  -  "Mildred Pierce"  (1945 - ABD)  -  IMDb: 8,0 (1 ödül)
Yönetmen: Michael Curtiz



Postacı Kapıyı İki Kere Çalar  -  "The Postman Always Rings Twice"  (1946 - ABD)  -  IMDb: 7,6
Yönetmen: Tay Garnett



Az Kırmızı  -  "Slightly Scarlet"  (1956 - ABD)  -  IMDb: 6,8
Yönetmen: Allan Dwan

Raymond Chandler 1939 yılında yazdığı Büyük Uyku (The Big Sleep) adlı eseriyle kısa sürede hard-boiled ekolünün en ünlü yazarı haline gelmiştir. Chandler yalnızca romanlarıyla büyük kara filmlere kaynaklık etmekle kalmamış... Örneğin Cinayet, Tatlım (Murder, My Sweet, 1944; Uğurlar Olsun, Aşkım adlı eserinden uyarlamadır), Büyük Uyku (The Big Sleep, 1946) ve Göldeki Kadın (Lady in the Shadow, 1947) - kendisi de Çifte Tazminat, Mavi Dalya (The Blue Dahlia, 1946) ve Trendeki Yabancılar (Strangers on a Train, 1951) filmlerinin senaryolarını yazarak önemli bir senarist haline gelmiştir. Chandler da, Hammett gibi romanlarının merkezine özel dedektif olan kahramanını yerleştirirken, Cain daha az kahramanvari roman kişileri yaratmıştır ve cinayetin çözümünden ziyade psikolojik ifade üzerinde yoğunlaşmıştır. Cain'in yaklaşımı hard-boiled türünün kara roman olarak adlandırılan alttürüne yerleştirilir. 1940'larda, bu öykülerin en doğurgan ve başarılı yazarlarından biri Cornell Woolrich olmuştur (takma ad olarak kimi zaman George Hopley ya da William Irish isimlerini de kullanmıştır). Başka hiçbir yazarın basılmış eserleri, klasik dönem kara filmine temel oluşturmak konusunda Woolrich'inkiler kadar verimli olmamıştır. 13 eseri filme çevrilmiştir (Kara Melek (Black Angel, 1946), Şafağa Kadar (Deadline at Dawn, 1946), ve Gecede Korku (Fear in the Night, 1947) vb.).

Cinayet, Tatlım  -  "Murder, My Sweet"  (1944 - ABD)  -  IMDb: 7,6 (1 ödül)
Yönetmen: Edward Dmytryk


Derin Uyku (Büyük Uyku)  -  "The Big Sleep"  (1946 - ABD)  -  IMDb: 8,0 (1 ödül)
Yönetmen: Howard Hawks


Göldeki Kadın  -  "Lady in the Shadow"  (1947 - ABD)  -  IMDb: 6,6
Yönetmen: Robert Montgomery



Mavi Dalya  -  "The Blue Dahlia"  (1946 - ABD)  -  IMDb: 7,2
Yönetmen: George Marshall



Trendeki Yabancılar  -  "Strangers on a Train"  (1951 - ABD)  -  IMDb: 8,0 (1 ödül)
Yönetmen: Alfred Hitchcock



Kara Melek  -  "Black Angel"  (1946 - ABD)  -  IMDb: 7,0
Yönetmen: Roy William Neill



Şafağa Kadar  -  "Deadline at Dawn"  (1946 - ABD)  -  IMDb: 6,9
Yönetmen: Harold Clurman



Gecede Korku  -  "Fear in the Night"  (1947 - ABD)  -  IMDb: 6,5
Yönetmen: Maxwell Shane

Sıklıkla gözden kaçırılan ama kara filme kaynaklık eden isimlerden biri de William R. Burnett'tir. İlk romanı Küçük Sezar 1929 yılında yayımlanmıştır. 1931 yılında Warner Bros'un dikkatini çekmiş, sonraki yıl Burnett'ten Yaralı Yüz film fikrini senaryolaştırması istenmiştir ve yine aynı yıl öykülerinden biri, Şehrin Canavarı (Beast of the City) adıyla sinemaya uyarlanmıştır. Bu filmler çok erken çekilmiş olmalarına rağmen, kimi eleştirmenler onları kara film olarak niteler. Burnett'ın karakteristik anlatımcı tutumu, hard-boiled yazarları ve onların kara filmci ortakları arasında bir yere denk düşer. Roman kişileri hep kahramanvari, gangstervaridir. Klasik dönem boyunca Burnett'ın hem öyküleri hem senaryoları, şimdi geniş kitleler tarafından kara film olarak bilinen yedi filme temel oluşturmuştur: Yüksek Zirve (High Sierra, 1941), Kiralık Silah (This Gun for Hire, 1942) ve Asfalt Orman (The Asphalt Jungle, 1950).

Küçük Sezar  -  "Little Caesar"  (1931 - ABD)  -  IMDb: 7,4 (1 ödül)
Yönetmen: Mervyn LeRoy


Yaralı Yüz  -  "Scarface"  (1932 - ABD)  -  IMDb: 7,8 (2 ödül)
Yönetmen: Howard Hawks, Richard Rosson


Şehrin Canavarı  -  "Beast of the City"  (1932 - ABD)  -  IMDb: 7,8 (2 ödül)
Yönetmen: Charles Brabin


Yüksek Zirve  -  "High Sierra"  (1941 - ABD)  -  IMDb: 7,6 (1 ödül)
Yönetmen: Raoul Walsh


Kiralık Silah  -  "This Gun for Hire"  (1942 - ABD)  -  IMDb: 7,6 (1 ödül)
Yönetmen: Frank Tuttle


Elmas Hırsızları (Asfalt Orman)  -  "The Asphalt Jungle"  (1950 - ABD)  -  IMDb: 7,9 (7 ödül)
Yönetmen: John Huston

1940'lar ve 50'ler genellikle Amerikan kara filminin "klasik dönemi" olarak bilinir. Üçüncü Kattaki Yabancı (Stranger on the Third Floor, 1940), ilk "gerçek" kara film olarak kabul edilmektedir. Şehir Sokakları ve Fritz Lang tarafından yönetilen Hiddet (Fury, 1936), Hayata Bir Kez Geliyorsun (You Only Live Once, 1937) gibi diğer II. Dünya Savaşı suç melodramları bazı eleştirmenler tarafından mükemmel kara filmler olarak kabul edilirken, çoğunluk bunları "ilk-noir" ya da benzeri terimlerle kategorize ediyor. Pek çok eleştirmen, klasik kara film döneminin iki on yılı (40'lar ve 50'ler) arasında dikkate değer bir fark olduğunu söyler. Hikâyenin başkahramanın gözünden anlatılması tekniğinin kayboluşundan başka ne gibi bir farklılık olduğu konusunda ortak görüş yoktur, ancak 1950'lerin kara filmlerinin daha "aşırı" (extreme) olduğu konusunda ortaklaşılır.

Üçüncü Kattaki Yabancı  -  "Stranger on the Third Floor"  (1940 - ABD)  -  IMDb: 6,9
Yönetmen: Boris Ingster



Şehir Sokakları  -  "City Streets"  (1931 - ABD)  -  IMDb: 7,3 (1 ödül)
Yönetmen: Rouben Mamoulian



Öfke  -  "Fury"  (1936 - ABD)  -  IMDb: 7,9 (2 ödül)
Yönetmen: Fritz Lang



Günahsız Katiller (Hayata Bir Kez Geliyorsun)  -  "You Only Live Once"  (1937 - ABD)  -  IMDb: 7,5
Yönetmen: Fritz Lang

Orson Welles'in Habisin Dokunuşu (Touch of Evil, 1958) filmi klasik dönemin son filmi olarak kabul edilir. 

Bitmeyen Balayı (Habisin Dokunuşu)  -  "Touch of Evil"  (1958 - ABD)  -  IMDb: 8,1 (3 ödül)
Yönetmen: Orson Welles


Bazı akademisyenler kara filmin aslında sona ermediğini, ama üslubunun Hollywood'un önderliğinde değişik yönlere doğru gelişen yapım şartlarıyla güncellenip, şekil değiştirdiğini söyler. Bu bakımdan, kara film geleneğinde olan ama daha sonra çekilen filmler, klasik kara filmin devam eden bir parçası olarak görülür. Bununla birlikte eleştirmenlerin çoğu klasik dönemden sonra yapılan filmlerin hakiki kara filmlerden başka bir şey olduğu görüşündedir. Onlara göre gerçek kara film, geçici ve sınırlı bir coğrafyaya aittir. Bu nedenle klasikleri taklit etmeye çalışan sonraki filmler onlardan ayrılır çünkü yaratıcıları artık kara film diye bir üslubun farkındadır. Yukarıda da bahsedildiği üzere, kara filmin klasik döneminde bu kavram henüz oluşmuş değildir. Klasik dönem filmlerinin çoğu büyük yıldızların oynadığı düşük bütçeli filmlerdir (B-film) ve yazarları, yönetmenleri, sinematografları ve ekip elemanları kimi zaman Hollywood'un kara listesinde olan (Komünist Parti sempatizanı olmalarından şüphelenilen) kişiler olmuştur. Kendilerini tipik büyük film kısıtlamalarına sokmamışlardır. Amerikan film piyasasının sınırlamalarını belirleyen yapım kodunun, hiçbir film karakterinin cinayetten çıkar sağlamaması gerektiği yönünde bir kural getirmesine karşın özellikle B tipi kara filmde bu, çok zaman yapılmıştır. Tematik olarak kara filmler sıklıkla, sorgulanabilir erdemlere sahip bir kadını hikâyenin merkezine alır ve bu ayırıcı özelliklerden biridir. Bu damardan giden dikkate değer bir film Billy Wilder'ın yönettiği, Barbara Stanwyck'in Phyllis Dietrichson (Sternberg'in yönettiği filmlerde sıradışı bir kariyer yakalayan Marlene Dietrich'e atıf yapılmıştır) rolüyle unutulmaz bir femme fatale oynadığı Çifte Tazminat adlı filmdir. Tamamen A sınıfı bir yapım olan filmin ticari başarısı ve yedi dalda Oscar adaylığı, onu en etkileyici erken dönem kara filmlerden biri yapmış, daha sonra kötü kız filmleri olarak bilinecek pek çok filme öncülük etmiştir.

Çifte Tazminat  -  "Double Indemnity"  (1944 - ABD)  -  IMDb: 8,4 (3 ödül)
Yönetmen: Billy Wilder

Geleneksel A sınıfı filmlerin, dramatik olmakla birlikte, olumlu, güven tazeleyici bir mesaj aktarmak, saklı bir kamera ve montaj tekniği kullanmak, yumuşak ışıkla aydınlatılmış sahneler ve ihtişamlı dekorlar kullanmak gibi kuralları vardır. Kara film yapımcıları bunu altüst ederek; güvensizlik, kinizm ve absürdlük hissi veren kasvetli, sofistike dramalar yaratmışlar, genellikle dekor kullanmaksızın şehirde çekim yapmışlar ya da bütçe dostu bir minimalizmi benimsemişler, çarpıcı bir dışavurumcu ışık kullanımına başvurarak rahatsız edici kamera açıları ve karmaşık geri dönüşler kullanmışlardır. Kara film üslubu yavaş yavaş Hollywood'un ana akımını da etkilemiştir.

Gerçekte kim olduğu bilinmeyen bir yönetmen tarafından yönetilen Üçüncü Kattaki Yabancı (Stranger on the Third Floor; 1940) bir RKO B sınıfı film iken; önceki dönemlere ait sürekli üne dayalı filmler Wilder, Alfred Hitchcock ve Malta Şahini (The Maltese Falcon; 1941) filminde yönetmen olarak sahneye ilk kez çıkan John Huston gibi adlarıyla ün yapan yönetmenler tarafından A sınıfı filmler grubuna uygun görülmüştür. Otto Preminger’nin Laura (1944) filmi ile gelen başarısı ün yapmasını sağlamış (Dana Andrews ile yaptığı Düşmüş Melek (Fallen Angel,1945) ve Kaldırımın Sonlandığı Yer (Where the Sidewalk Ends, 1950) adlı klasik kara filmler altına girilen borcun hakkını verir) ve Issız Bir Yerde (In a Lonely Place, 1950) filmi Nicholas Ray’in kariyerinde benzer bir şeye yol açmıştır (diğer kara filmleri -Gece Yaşarlar (They Live by Night,1948), Tehlikeli Zeminde (On Dangerous Ground, 1951)- ilk sahneye çıkışını içerir). Orson Welles’in finans konusunda dile düşen sorunları vardır fakat çektiği üç kara filmin bütçesi oldukça iyidir: Yabancı (The Stranger, 1946) (en geleneksel filmi) ve Habisin Dokunuşu (Touch of Evil, 1958) (açıkça kişisel bir çalışma) filmlerinin her ikisi de daha düşük bütçeye sahiptir ama reklamlarının yapılması yeterli olmuştur; Şangay’dan Gelen Kadın (The Lady from Shanghai, 1947) ise A sınıfı düzeyinde tam destek almıştır. Fritz Lang’ın kara filmlerinin çoğu da (ki bunlar arasında Edward G. Robinson'ın oynadığı Penceredeki Kadın (The Woman in the Window, 1945) ve muzip bir şekilde eğlendirici olan Scarlett Caddesi (Scarlett Street, 1945) filmleri de vardır) benzer şekilde orta düzeyde bütçeler ile üretilmiştir. Raoul Walsh, çalışkan bir yönetmen olarak ilk yarım yüzyılı boyunca çok fazla adını duyuramaz, fakat üç klasik kara filminin (başrolde Humphrey Bogartın oynadığı İnfazcı (The Enforcer, 1951), bu grubu tamamlar) hiçbiri bütçe olarak ortanın, kalite olarak da yüksek seviyenin altında değildir. Evvelce belirtilenlere ek olarak, yüksek bütçeli Hollywood kara filmlerinin diğer yönetmenleri arasında Edward Dmytryk (Cinayet Sevgilim (Murder, My Sweet, 1944), Çapraz Ateş (Crossfire, 1947)), Henry Hathaway (Karanlık Köşe (The Dark Corner, 1946), Ölüm Öpücüğü (The Kiss of Death, 1947)) ve John Farrow (Büyük Saat, (The Big Clock, 1948), Onun Tarzında Bir Kadın (His Kind of a Woman, 1951)) gibi isimler vardır.

Kanlı Gölge  -  "Laura"  (1944 - ABD)  -  IMDb: 8,1 (1 Oscar + 1 ödül)
Yönetmen: Otto Preminger



Düşmüş Melek  -  "Fallen Angel"  (1945 - ABD)  -  IMDb: 7,2
Yönetmen: Otto Preminger



Korkusuz Kadın (Kaldırımın Sonlandığı Yer)  -  "Where the Sidewalk Ends"  (1950 - ABD)  -  IMDb: 7,7
Yönetmen: Otto Preminger



Issız Bir Yerde  -  "In a Lonely Place"  (1950 - ABD)  -  IMDb: 8,1 
Yönetmen: Nicholas Ray



Gece Yaşarlar  -  "They Live by Night"  (1948 - ABD)  -  IMDb: 7,6 
Yönetmen: Nicholas Ray



Tehlikeli Zeminde  -  "On Dangerous Ground"  7,4
Yönetmen: Nicholas Ray, Ida Lupino



Yabancı  -  "The Stranger"  (1946 - ABD)  -  IMDb: 8,1 (1 Oscar + 1 ödül)
Yönetmen: Otto Preminger



Şangaylı Kadın  -  "The Lady from Shangai"  (1947 - ABD)  -  IMDb: 7,7
Yönetmen: Orson Welles



Penceredeki Kadın  -  "The Woman in the Window"  (1944 - ABD)  -  IMDb: 7,7
Yönetmen: Fritz Lang


Scarlett Caddesi  -  "Scarlett Street"  (1945 - ABD)  -  IMDb: 7,9
Yönetmen: Fritz Lang



Öldürülecek Kadın (İnfazcı)  -  "The Enforcer"  (1951 - ABD)  -  IMDb: 7,4
Yönetmen: Bretaigne Windust, Raoul Walsh



Çapraz Ateş  -  "Crossfire"  (1947 - ABD)  -  IMDb: 7,4 (1 ödül)
Yönetmen: Edward Dmytryk



Karanlık Köşe  -  "The Dark Corner"  (1946 - ABD)  -  IMDb: 7,2
Yönetmen: Henry Hathaway



Ölüm Öpücüğü  -  "Kiss of Death"  (1947 - ABD)  -  IMDb: 7,5 ( ödül)
Yönetmen: Henry Hathaway



Büyük Saat  -  "The Big Clock"  (1948 - ABD)  -  IMDb: 7,7
Yönetmen: John Farrow



Onun Tarzında Bir Kadın  -  "His Kind of a Woman"  (1951 - ABD)  -  IMDb: 7,1
Yönetmen: John Farrow, Richard Fleischer


Robert Wise'ın Öldürmek için Doğmuş (Born to Kill, 1947) ve Anthony Mann (T-Men, 1947), Acemi Anlaşma (Raw Deal, 1948) yüksek bütçeli yapımlar üzerinde düzenli bir çalışmaya terfi etmeden önce, çoğunluğu kara film olan bir dizi etkileyici B sınıfı film yapmışlardır. Jacques Tourneur, bazı eleştirmenler tarafından klasik kara filmler arasında en iyisi olarak seçilen Geçmişten Gelen (Out of the Past, 1947) adlı A bütçeli filmini yönetmeden önce 30’un üstünde Hollywood B filmi yapmıştır (ancak çoğu tamamen unutulmuştur)

Öldürmek İçin Doğmuş  -  "Born to Kill"  (1947 - ABD)  -  IMDb: 7,3
Yönetmen: Robert Wise


T-Men  -  (1947 - ABD)  -  IMDb:7,1
Yönetmen: Anthony Mann


Acemi Anlaşma  -  "Raw Deal"  (1948 - ABD)  -  IMDb:7,4
Yönetmen: Anthony Mann



Darağacımı Yükseğe Kur (Maziden Gelen)  -  "Out of the Past"  (1947 - ABD)  -  IMDb: 8,1 (1 ödül)
Yönetmen: Jacques Tourneur

Samuel Fuller'ın Ölüler Ülkesi A.B.D (Underworld U.S.A, 1961), Joseph H. Lewis'ın Çılgın Silah (Gun Crazy, 1949), Büyük Caz Topluluğu (The Big Combo, 1955) ve Phil Karlson'ın Kansas Kenti Güvende (Kansas City Confidential, 1952), Rico Kardeşler (The Brothers Rico, 1957) B sınıfı filmler ile büyük kazançlar elde etmişlerdi. 

Ölüler Ülkesi A.B.D.  -  "Underworld U.S.A"  (1961 - ABD)  -  IMDb: 7,5
Yönetmen: Samuel Fuller


Çılgın Silah  -  "Gun Crazy"  (1950 - ABD)  -  IMDb: 7,7 (1 ödül)
Yönetmen: Joseph H. Lewis


Karanlıkta Vuruşanlar (Büyük Caz Topluluğu)  -  "The Big Combo"  (1952 - ABD)  -  IMDb: 7,4
Yönetmen: Phil Karlson


Kansas Kenti Güvende  -  "Kansas City Confidential"  (1952 - ABD)  -  IMDb: 7,5
Yönetmen: Phil Karlson


Rico Kardeşler  -  "The Brothers Rico"  (1957 - ABD)  -  IMDb: 6,8
Yönetmen: Phil Karlson

1945’te Edgar G. Ulmer, tüm zamanların en çok rağbet gören kara film klasiklerinden olan Sapma (Detour, 1945) adlı filmi PRC’de yapar. Bu film, Amerika Birleşik Devletleri Uluslararası Film Tescili (National Film Registry) için gün verilen büyük stüdyolar dışında çekilen 7 kara filmden biridir. Diğerleri, Habisin Gücü (Force of Evil, 1948), Esrar Perdesi (D.O.A.,1950), Otostopçu (The Hitch Hiker, 1953), Ölüm Gibi Öp (Kiss Me Deadly, 1955) ve Başarının Mis Kokusu (Sweet Smell of Success, 1957). 

Sapma  -  "Detour"  (1945 - ABD)  -  IMDb: 7,5 (1 ödül)
Yönetmen: Edgar G. Ulmer



Şeytanın Gücü (Habisin Gücü)  -  "Force of Evil"  (1945 - ABD)  -  IMDb: 7,4 (1 ödül)
Yönetmen: Abraham Polonsky


Esrar Perdesi  -  "D.O.A."  (1950 - ABD)  -  IMDb: 7,4 (1 ödül)
Yönetmen: Rudolph Maté


Otostopçu  -  "The Hitch Hiker"  (1953 - ABD)  -  IMDb: 7,0 (1 ödül)
Yönetmen: Ida Lupino


Öp Beni Öldüresiye (Ölüm Gibi Öp)  -  "Kiss Me Deadly"  (1955 - ABD)  -  IMDb: 7,7 (1 ödül)
Yönetmen: Robert Aldrich



Başarının Tatlı Kokusu  -  "Sweet Smell of Success"  (1957 - ABD)  -  IMDb: 8,2 (2 ödül)
Yönetmen: Alexander Mackendrick

Metro-Goldwyn-Mayer’ın yönetmeni Abraham Polonsky ve yıldızı parlayan John Garfield’ın her ikisi de 1950’lerde kara listeye alınır. Bağımsız yapım genellikle sınırlı olan koşullar anlamına gelmiştir, fakat her zaman değil; örneğin Başarının Tatlı Kokusu (Sweet Smell of Success), yapımcılarının orijinal planlarına rağmen ucuza çıkartılamamıştır. Çoğunluk tarafından A bütçeli kara film olarak kabul edilse de özünde bir B filmi olduğu söylenebilir. Belki de hiçbir yönetmen, Hollywood’a 1940’ta gelişinden önce bir dizi film çeken Robert Siodmak kadar bu ruhu veremez. Kendisi daha çok A özellikleri üzerinde çalışırken, bugün klasik kara film olarak kabul edilen 8 film çekmiştir (aynı durum, sadece Lang ve Mann’da görülebilir)

Burt Lancaster’in ilk filmi Katiller (The Killers, 1946)’e ek olarak Robert Siodmak’ın türe önemli katkıları arasında 1944’lerin Hayalet Kadın (Phantom Lady, 1944) filmi (bir seri başı B filmi ve Cornell Woolrich uyarlaması), alaylı bir şekilde adlandırılan Noel Tatili (Christmas Holiday, 1944) ve Şehrin Feryadı (Cry of the City, 1948) filmleri vardır. Yeniden Lancaster’in önderliğinde yapılan Çapraz (Criss Cross, 1949) filmi, Siodmak’ın B filminin etkilerini nasıl bir kara filme kazandırdığını örnekler. 


Katiller  -  "The Killer"  (1946 - ABD)  -  IMDb: 7,9 (3 ödül)
Yönetmen: Robert Siodmak


Hayalet Kadın  -  "Phantom Lady"  (1944 - ABD)  -  IMDb: 7,4
Yönetmen: Robert Siodmak


Noel Tatili  -  "Christmas Holiday"  (1944 - ABD)  -  IMDb: 6,7
Yönetmen: Robert Siodmak


Kanlı Tuzak (Şehrin Feryadı)  -  "Cry of the City"  (1948 - ABD)  -  IMDb: 7,2
Yönetmen: Robert Siodmak


Yanlış Seçim (Çapraz)  -  "Criss Cross"  (1949 - ABD)  -  IMDb: 7,6
Yönetmen: Robert Siodmak

Daha düşük bütçelerde, karakterde ve mesajda kendini belli eden, nispeten daha serbest olan kısıtlamalara ek olarak, B yapımının doğası tamamen ekonomik nedenlerle kendini kara filme verir: Loş aydınlatma sadece elektrik maliyetlerinde tasarruf sağlamamış ayrıca ucuz örtü kullanımına imkân vererek bu yönde de bir kazanç sağlamış (sis ve duman da ayrıca bu amaca hizmet eder). Gece çekimleri, aceleye getirilen yapım programları tarafından zorlanmış, çok açık olmayan motivasyonlara ve merak uyandıran yumuşak geçişlere sahip olay örgüleri çok hızlı yazılan senaryoların bir sonucudur, ancak tüm sahneleri çekmek için yeterli zaman ve para mevcut olmamış. Çapraz (Criss Cross) filminde Siodmak, femme fatale rollerini en anlaşılır şekilde oynayan Yvonne De Carlo ile bütünleştirerek, karizmatik çapkın adam rollerinden birinde Dan Duryea ve silahlı bir soyguncuya dönüşen bir Amerikan askeri ve perişan olmaya kararlı saplantılı romantik biri olarak zaten yıldızı parlamış olan Burt Lancaster ile tüm etkileri göstermeyi başarmış.

ABD Dışında Kara Film: 
Bazı eleştirmenler klasik kara filmi yalnızca ABD'ye has sayar. Bununla birlikte çoğu sinemacı kara filmi uluslararası bir fenomen olarak görür. Klasik dönem olarak kabul edilen dönemin başından önce bile Hollywood dışında, kara filmi önceleyen filmler yapılmış. Buna örnek olarak Jules Duvivier'nin yönettiği Pepe ve Moko (Pépé le Moko, 1937) ve Marcel Carné'nin yönettiği Gün Ağarıyor (Le jour se lève, 1939) gibi Fransız yapımları gösterilebilir.

Cezayir Batakhaneleri  -  "Pépé le Moko"  (1937 - Fransa)  -  IMDb: 7,8 (2 ödül)
Yönetmen: Julien Duvivier


Gün Ağarıyor  -  "Le jour se lève"  (1939 - Fransa)  -  IMDb: 7,8
Yönetmen: Marcel Carné

Klasik dönem boyunca da ABD dışında, özellikle de Fransa'da çekilmiş, Amerikan kara filminin tarzını, temalarını ve duyarlılığını paylaşan ve bu nedenle kara film olarak nitelenebilecek filmler yapılmıştı. Belirli durumlarda bu filmlerin Hollywood kara filmiyle olan ilişkisi çok bellidir. Amerika'da doğan yönetmen Jules Dassin, Hollywood'un kara listesine alındığı için 1950'lerin başında Fransa'ya taşınmış ve en ünlü Fransız kara filmlerinden birine imza atmıştı: Bela (Rififi, 1955). 

Bela  -  "Rififi"  (1955 - Fransa)  -  IMDb: 8,2 (5 ödül)
Yönetmen: Jules Dassin

Kara film olarak sınıflandırılan diğer tanınmış Fransız filmleri arasında Henri-Georges Clouzot'nun yönettiği Altıncılar Rıhtımı (Quai des Orfevres, 1947) ve Şeytan Ruhlu İnsanlar (Les diaboliques, 1955) adlı filmler; Jacques Becker'in yönettiği Altın Miğfer (Casque d'or, 1952) ve Haracıma Dokunmayın (Touchez pas au grisbi, 1954) adlı filmler; Louis Malle'ın yönettiği Darağacı Asansörü (Ascenseur pour l'echafaud, 1958). 


Altıncılar Rıhtımı  -  "Quai des Orfevres"  (1947 - Fransa)  -  IMDb: 7,7 (2 ödül)
Yönetmen: Henri-Georges Clouzot



Şeytan Ruhlu İnsanlar  -  "Les diaboliques"  (1955 - Fransa)  -  IMDb: 8,2 (4 ödül)
Yönetmen: Henri-Georges Clouzot



Altın Miğfer  -  "Casque d'or"  (1952 - Fransa)  -  IMDb: 7,8 (1 ödül)
Yönetmen: Jacques Becker


Haracıma Dokunma  -  "Touchez pas au grisbi"  (1954 - Fransa, İtalya)  -  IMDb: 7,9 (1 ödül)
Yönetmen: Jacques Becker



İdam Sehpası (Darağacı Asansörü)  -  "Ascenseur pour l'echafaud"  (1958 - Fransa)  -  IMDb: 8,0 (1 ödül)
Yönetmen: Louis Malle

Fransız Yönetmen Jean-Pierre Melville klasik dönemde Sen Bu Mektubu Okurken (Quand tu liras cette lettre, 1953), Kumarbaz Bob (Bob le flambeur, 1955) gibi ve sonrasında da Şapka (Le Doulos, 1962), Samuray (Le Samouraï, 1967) ve Kızıl Çember (Le Cercle rouge, 1970) gibi trajik-minimalist kara filmleriyle tanınmaktaydı.


Öldüren Dudaklar (Sen Bu Mektubu Okurken)  -  "Quand tu liras cette lettre"  (1953 - Fransa, İtalya)  -  IMDb: 6,7
Yönetmen: Jean-Pierre Melville


Kumarbaz Bob  -  "Bob le flambeur"  (1956 - Fransa)  -  IMDb: 7,8
Yönetmen: Jean-Pierre Melville


Şapka  -  "Le Doulos"  (1962 - Fransa, İtalya)  -  IMDb: 6,7
Yönetmen: Jean-Pierre Melville


Kralık Katil (Samuray)  -  "Le Samouraï"  (1967 - Fransa, İtalya)  -  IMDb: 8,1
Yönetmen: Jean-Pierre Melville


Ateş Çemberi (Kızıl Çember)  -  "Le Cercle rouge"  (1970 - Fransa, İtalya)  -  IMDb: 6,7
Yönetmen + Senaryo: Jean-Pierre Melville

Klasik dönemde Büyük Britanya'da çekilen birkaç film de zaman zaman kara film olarak değerlendirilir. Bunlar arasında John Boulting'in yönettiği Brighton Kalesi (Brighton Rock, 1947); Alberto Cavalcanti'nin yönettiği Kaçak Oldum (They Made Me a Fugitive, 1947); Michael PowellEmeric Pressburger'ın yönettiği Küçük Arka Oda (The Small Back Room, 1949) ve Lewis Gilbert'in yönettiği Karanlık Gölge (Cast a Dark Shadow, 1955) gibi filmler vardır. 

Brighton Kalesi  -  "Brighton Rock"  (1947 - İngiltere) - IMDb: 7,4
Yönetmen: John Boulting


Kaçak Oldum  -  "They Made Me a Fugitive"  (1947 - İngiltere)  IMDb: 7,3
Yönetmen: Alberto Cavalcanti


Küçük Arka Oda  -  "The Small Back Room"  (1949 - İngiltere) - IMDb: 7,4
Yönetmen: Michael Powell - Emeric Pressburger



Karanlık Gölge  -  "Cast a Dark Shadow"  (1955 - İngiltere)  -  IMDb: 7,3
Yönetmen: Lewis Gilbert

Fransa'ya gitmeden önce Jules Dassin klasik dönemin son İngilizce filmini ABD'de çekmesi için politik baskı gördü. Gece ve Şehir (Night and the City, 1950) çoğunlukla bir Amerikan filmi olarak görülmesine rağmen, film teknik olarak bir Birleşik Krallık yapımıdır ve bütçesini 20th Century-Fox'un İngiliz kanalı sağlamıştır. 

Gece ve Şehir  -  "Night and the City"  (1950 - İngiltere)  -  IMDb: 8,0
Yönetmen: Jules Dassin

En ünlü Britanyalı kara film, Carol Reed'in yönettiği Üçüncü Adam'dır (The Third Man, 1949). Brighton Kalesi gibi o da Graham Greene'in bir romanından alınmıştır. Tamamen Britanya yapımı olmasına rağmen bazen klasik Hollywood kara filmi olarak nitelenen film II. Dünya Savaşı'nın hemen ardından Viyana'da çekilmiş, Joseph Cotten ve Orson Welles de filmde rol almıştır.

Üçüncü Adam  -  "The Third Man"  (1949 - İngiltere)  -  IMDb: 8,0
Yönetmen: Carol Reed

İtalya'da Luchino Visconti Cain'in Postacı Kapıyı iki Kere Çalar romanını Takıntı (Ossessione, 1943) adıyla uyarladı ve film en büyük kara filmlerden biri ve yeni gerçekçiliğin ufkunu açan bir eser olarak görüldü. 

Takıntı  -  "Ossessione"  (1943 - İtalya)  -  IMDb: 7,8
Yönetmen: Luchino Visconti

Japonya'da ünlü yönetmen Akira Kurosawa kara film olarak görülebilecek birkaç film çekti: Sarhoş Melek (Drunken Angel, 1948), Sokak Köpeği (Stray Dog, 1949) ve Yüksek ve Alçak (High and Low, 1963).

Sarhoş Melek  -  "Yoidore tenshi"  (1948 - Japonya) - IMDb: 7,8 (4 ödül)
Yönetmen: Akira Kurosawa


Sokak Köpeği  -  "Nora inu"  (1949 - Japonya) - IMDb: 7,8 (4 ödül)
Yönetmen: Akira Kurosawa


Yüksek ve Alçak  -  "Tengoku to jigoku"  (1963 - Japonya) - IMDb: 8,4 (3 ödül)
Yönetmen: Akira Kurosawa

En önemli yeni kara filmler (bu terim genellikle klasik geleneğe atıfta bulunan filmler için kullanıldı) arasında, en kasvetli kara roman yazarlarından Amerikalı David Goodis'in bir romanından uyarlanan, François Truffaut'nun yönettiği Piyanisti Vurun (Tirez sur le pianiste, 1960) filmi vardır. 

Piyanist'i Vurun  -  "Tirez sur le pianiste" (1960 - Fransa) - IMDb: 7,7
Yönetmen: François Truffaut

Post-klasik (klasik sonrası) dönemde pek çok ülkede kara suç filmleri ve melodramlar çekildi, bazıları tam olarak özfarkındalık taşıyan yeni kara filmlerdi, bazıları da klasik kara film geleneğiyle birlikte hardboiled duyarlığını paylaşıyorlardı. Önemli örneklerden bazıları: Konformist (Il Conformista, 1970), Kumdan Kale (Suna no Utsuwa, 1974), Amerikalı Arkadaş (Der Amerikanische Freund, 1977), Suç Unsuru (Forbrydelsens Element, 1984), Gözyaşları Aktıkça (Wong gok ka moon, 1988), Uykusuz (Insomnia, 1997), Krupiye (Croupier, 1998) ve Kör Kuyu (Mang jing, 2003).

Konformist  -  "Il Conformista"  (1970 - İtalya, Fransa, B. Almanya)
Yönetmen: Bernardo Bertolucci


Kumdan Kale  -  "Suna no Utsuwa"  (1974 - Japonya)  -  IMDb: 7,7 (7 ödül)
Yönetmen: Yoshitarô Nomura


Amerikalı Arkadaş  -  "Der Amerikanische Freund"  (1977 - B. Almanya, Fransa)  -  IMDb: 7,4 (6 ödül)
Yönetmen: Wim Wenders


Suç Unsuru  -  "Forbrydelsens Element" - "The Element of Crime"  (1984 - Danimarka)  -  IMDb: 6,9 (12 ödül)
Yönetmen: Lars von Trier


Gözyaşları Aktıkça (Gözyaşlarının Geçtiği Gibi)  -  "Wong gok ka moon" (1988 - Hong Kong)  -  IMDb: 7,1 (2 ödül)
Yönetmen: Wong Kar-Wai


Uykusuz  -  "Insomnia" (1997 - Norveç) - IMDb: 7,3
Yönetmen: Erik Skjoldbjærg


Krupiye  -  "Croupier"  (1998 -  İngiltere, Fransa, Almanya, İrlanda) - IMDb: 7,2 (1 ödül) 
Yönetmen: Mike Hodges



Kör Kuyu  -  "Mang jing"  (2003 -  Çin, Almanya, Hong Kong) - IMDb: 7,6 (16 ödül)
Yönetmen + Senaryo: Yang Li


Yeni Kara Film ve Klasik Üslubun Yankıları: 

Sessizliğin Gürültüsü (Blast of Silence, 1961), Korkusuzlar (Cape Fear, 1962) gibi 1960’ların başında çekilen bazı kara filmler ile 1950’lerin sonlarında çekilen kara filmler arasına bir çizgi çekmek zor olduğu halde klasik sonrası dönemde yeni eğilimler kendini gösterdi. 


Sessizliğin Gürültüsü  -  "Blast of Silence"  (1961 - ABD)  -  IMDb: 7,7
Yönetmen: Allen Baron


Korkusuzlar  -  "Cape Fear"  (1962 - ABD)  -  IMDb: 7,8
Yönetmen: J. Lee Thompson

John Frankenheimer tarafından yönetilen Mançuryalı Aday (The Manchurian Candidate, 1962), Samuel Fuller tarafından yönetilen Şok Geçidi (Shock Corridor, 1962) ve deneyimli kara film aktörü William Conrad tarafından yönetilen Beyin Fırtınası (Brainstorm, 1965) filmlerinin hepsi de, klasik kara filmden üretilmiş üslup ve renk çatıları dahilinde zihinsel bozukluklara değinir. 


Casuslara Karşı (Mançuryalı Aday)  -  "The Manchurian Candidate"  (1962 - ABD)  -  IMDb: 7,8
Yönetmen: John Frankenheimer


Şok Geçidi  -  "Shock Corridor"  (1962 - ABD)  -  IMDb: 7,5 (2 ödül)
Yönetmen + Senaryo: Samuel Fuller



Beyin Fırtınası  -  "Brainstorm"  (1965 - ABD)  -  IMDb: 6,6
Yönetmen: William Conrad

Farklı bir mizaçta olmak üzere Arthur Penn (açıkça Truffat’ın Piyanisti Vurun (Tirez sur la pianiste) filminden ve diğer Fransız Yeni Dalga filmlerinden ilham alarak çektiği Mickey Bir Numara (Mickey One, 1965) filmi ile), 

Mickey Bir Numara  -  "Mickey One"  (1965 - ABD) - IMDb: 6,6
Yönetmen: Arthur Penn

John Boorman (Fransız Yeni Dalga Akımı'nın tamamen içinde olmasına rağmen benzer şekilde etkilenerek çektiği Dönüşü Olmayan Yol (Point Blank, 1967) filmi ile)


Dönüşü Olmayan Yol  -  "Point Blank"  (1967 - ABD) - IMDb: 6,6
Yönetmen: John Boorman


ve Alan J. Pakula (Fahişe (Klute, 1971) filmi ile)

Fahişe  -  "Klute"  (1971 - ABD) - IMDb: 6,6
Yönetmen: Alan J. Pakula
seyirciyi kendi filmlerine çekmek için "kasıtlı olarak" adlarını orijinal kara filmlerle bağdaştırma amacı güden filmler çektiler. Tarihsel modellerin yeniden canlandırılması, reddedilmesi veya yeniden tasarlanmasına yönelik yapılan, klasik döneme ait eğilimlerin bilinçli olarak onaylanması, çoğu eleştirmene göre döneme "yeni" ibaresini kazandıran özelliklerdi. Ölüm Gibi Öp (Kiss Me Deadly) filminin de aralarında bulunduğu, son zamanlarda yapılan birkaç klasik kara filmin, anlayış olarak öz-farkındalığa sahip olmasına ve geleneksel olanı aşmış olmasına rağmen hiçbiri zamanın çoğu seyircisinden açıkça yüksek veya orta bütçeli bir bahşiş alamadı. Şaşmaz bir yeni kara film mizacına sahip olan popüler suç dramalarının ilki bir film değil. Blake Edwards tarafından yaratılan Peter Gunn adlı TV dizisiydi.

Kara film, geleneklerin belirgin eleştirilerine zemin hazırlar. Bu anlamda çalışılan ilk büyük film (ki yeninin en yenisi olarak düşünülebilir) Bogart'ın ve onun cinayet filmlerinin etkisinde kalarak yapılan ve yeni bir gün için yeni bir stil oluşturulmasını sağlayan Fransız Yönetmen Jean-Luc Godard'ın yönettiği Serseri Aşıklar (À bout de souffle, 1960) adlı filmdir. 


Serseri Aşıklar  -  "À bout de souffle  (1960 - Fransa) IMDb: 7,7 (1 ödül) 
Yönetmen: Jean-Luc Godard

"Peter Gunn" dizisi üzerinde çalışan yönetmen Robert Altman, 1973'te Uzun Elveda (The Long Goodbye) filmi ile, kara film dindarlığına olan kızgınlığını gösterdi. Raymond Chandler'ın romanından alınan, putkırıcı (ikonoklast) bir tarza sahip, Bogart'ın oynadığı en ünlü karakterlerden olan orijinal dedektif Philip Marlowe, gülünç bir şekilde o zamana ait törelerle ve ahlakla ilgisi olmayan, şanssız, uyumsuz biri olarak yeniden canlandırıldı. 

Uzun Elveda  -  "The Long Goodbye"   (1973 - ABD) - IMDb: 8,0 (3 ödül)
Yönetmen: Robert Altman

Altman'ın kara film efsanesini altüst etmesi, güncel eleştirmenleri kızdıracak şekilde saygısızca olurken, aynı sıralarda Woody Allen Tekrar Çal, Sam (Play It Again, Sam - 1972) adlı senaryosu ile, klasik tarza olan bağlılığını sevgi ile sürdürüyordu. 

Tekrar Çal, Sam  -  "Play It Again, Sam"  (1972 - ABD) - IMDb: 7,7 (1 ödül)
Yönetmen: Herbert Ross  -  Senaryo: Woody Allen

Dönemin en çok alkışlanan yeni-kara filmi, Roman Polanski'nin 1974'te yönettiği Çin Mahallesi (Chinatown) filmidir. Robert Towne tarafından yazılan ve 1930'ların Los Angeles eyaletini anlatan alışıldık kara film sahnelerini içeren filmde, masumiyet önemini kaybetmiş ve yerini daha zalim bir içeriğe bırakmıştır. 

Çin Mahallesi  -  "Chinatown"  (1974 - ABD) - IMDb: 8,2 (1 Oscar + 20 ödül)
Yönetmen: Roman Polanski

Polanski ve Town, adeta geriye dönerek kara filmi kara bir zirveye taşırken, Martin Scorsese ve film yazarı Paul Schrader, kara filme, Amerika'nın ikiyüzüncü yıldönümünde, o günlere damgasını vuran Taksi Şoförü (Taxi Driver, 1976) filmi ile boş konuşan, dik kafalı bir tutum getirdiler. 

Taksi Şoförü  -  "Taxi Driver"  (1976 - ABD) - IMDb: 8,3 (25 ödül)
Yönetmen: Martin Scorsese

1978'de Walter Hill, Jean-Pierre Melville tarafından soyut bir ruh halinde hayal edilmiş olabilen Şoför (The Driver) adlı bir kovalamaca filmi yazdı ve yönetti. 

Sürücü  -  "The Driver"  (1978 - ABD) - IMDb: 7,2
Yönetmen + Senaryo: Walter Hill

1970'lerin en güçlü kara filmlerinden bazıları klasiklerin yeniden uyarlanmış şekliydi. Yeni-kara filmler ise varsayılan biçimde yapıldı: Nicholas Ray'in "Gece Yaşarlar (They Live by Night, 1948)" filmi üzerine Robert Altman'ın uyarladığı Bizim Gibi Hırsızlar (Thieves Like Us, 1974) ve Edward Dmytryk'in "Cinayet, Tatlım (Murder, My Sweet, 1944)" filminden Dick Richards'ın uyarladığı Elveda Güzelim (Farewell My Lovely, 1975) filmler örnek olarak gösterilebilir. 

Bizim Gibi Hırsızlar  -  "Thieves Like Us"  (1974 - ABD) - IMDb: 7,1 (1 ödül)
Yönetmen: Robert Altman


Elveda Sevgilim  -  "Farewell, My Lovely"  (1975 - ABD) - IMDb: 7,2 (1 ödül)
Yönetmen: Dick Richards

Dönem boyunca Amerikan televizyonunda yaygın olan dedektif dizileri, köklü gelenekleri farklı biçimlerde değiştirdi. Fakat en derin kara film tarzını işleyen izlence, Uzun Elveda (Long Goodbye, 1973) tarzında mizah içeren bir korku geçidi idi: genellikle doğaüstü olaylar gibi tuhaf araştırmalar yapan bir Chicago gazetesi muhabirinin önemli bir rol oynadığı; Gece Avcısı (Kolchak: The Night Stalker, 1974–75) TV dizisi buna örnek olarak gösterilebilir.

80'lerle birlikte Scorsese'nin (Schrader'la beraber yazmışlar) siyah beyaz filmi Öfkeli Boğa (Raging Bull, 1980) çekildi; eleştirmenlerden onaylı bir başyapıttı (1980'lerin en harika filmi olarak görülüyordu) ve aynı zamanda film bir geri dönüştü: bir boksörün ekseninde çürümeyi anlatıyor, hem tematik olarak hem de görsel ambiyans olarak Beden ve Ruh (Body and Soul, 1947) ve Şampiyon (Champion, 1949) gibi filmleri hatırlatıyordu.

Kızgın Boğa  -  "Raging Bull"  (1980 - ABD) - IMDb: 8,2 (2 Oscar + 25 ödül)
Yönetmen: Martin Scorsese

1981'de Lawrence Kasdan tarafından yazılıp yönetilen popüler film Vücut Isısı (Body Heat, 1981) klasik kara film unsurlarına başvuruyor ve bu sefer mekân olarak nemli, erotik bir Florida dekoru kullanıyordu. Filmin başarısı büyük Hollywood stüdyolarının riskten kaçındığı bir dönemde, yeni-kara filmin ticari olarak geçerli olduğunu onaylıyordu. 

Vücut Isısı  -  "Body Heat"  (1981 - ABD) - IMDb: 7,4 (1 ödül)
Yönetmen + Senaryo: Lawrence Kasdan

Yeni-kara film akımı, Kara Dul (Black Widow, 1987), Paramparça (Shattered, 1991) ve Son Tahlil (Final Analysis, 1992) gibi filmlerde iyice belirgin hale geliyordu. 

Kara Dul  -  "Black Widow"  (1987 - ABD) - IMDb: 6,3
Yönetmen: Bob Rafelson


Paramparça  -  "Shattered"  (1991 - ABD) - IMDb: 6,5
Yönetmen: Wolfgang Petersen


Gerçeği Arayış (Son Tahlil)  -  "Final Analysis"  (1992 - ABD) - IMDb: 5,8
Yönetmen: Phil Joanou

Geride kalan 25 yıl boyunca, yeni kara film üslubunda en sık ve yüksek bütçeli işler çıkaran yönetmen, Hırsız (Thief, 1981), Öfke (Heat, 1995), Soydaş (Collateral, 2004) filmleriyle ve 80'lerde çektiği Miami Vice, Suç Öyküsü (Crime Story) gibi dizilerle Michael Mann oldu. 

Hırsız  -  "Thief"  (1981 - ABD) - IMDb: 7,4
Yönetmen: Michael Mann


Büyük Hesaplaşma (Öfke)  -  "Heat"  (1995 - ABD) - IMDb: 8,2
Yönetmen + Senaryo: Michael Mann


Tetkçinin Gecesi (Soydaş)  -  "Collateral"  (2004 - ABD) - IMDb: 7,6 (17 ödül)
Yönetmen: Michael Mann

Mann'ın çalışmaları, klasik kara film temalarının ve mecazlarının çağdaş bir dekor ve güncel bir görsel stille harmanlandığı, rock ya da hip hop müziğin kullanıldığı çalışmalar oldular. Çin Mahallesi (Chinatown) filmine benzer bir şekilde, onun daha karmaşık halefi olan Curtis Hanson'un L. A. Sırları (L.A. Confidential, 1997) adlı filmi James Ellroy'un Oskar ödüllü romanından esinlenilmişti. Bu film karşıt bir eğilimi ifade eder. Bir retro kara film özelliği taşır; çürümüş polisler ve femme fataller sanki 1953'ten filmin çekildiği tarihe alınmış gibidir.

Los Angeles Sırları  -  "L.A. Confidential"  (1997 - ABD) - IMDb: 8,3 (2 Oscar + 75 ödül)
Yönetmen: Curtis Hanson

Çok daha düşük bütçelerle çalışan Joel ve Ethan Coen kardeşler klasik kara film esinleri taşıyan önemli çalışmalar yaptılar. Kansız (Blood Simple, 1984), Fargo (1996) gibi filmler yeni kara film üslubunun en önemli çalışmaları arasındadır. Orada Olmayan Adam (The Man Who Wasn't There, 2001) filmi, yukarıda adı anılan "Geçmişten Gelen (Out of the Past; 1947)" filmini aynalıyor gibi duran bir sahne barındırmaktadır. 

Kansız  -  "Blood Simple"  (1984 - ABD) - IMDb: 7,7 (4 ödül)
Yönetmen + Senaryo: Joel Coen, Ethan Coen


Fargo  -  (1996 - ABD, İngiltere) - IMDb: 8,1 (2 Oscar + 68 ödül)
Yönetmen + Senaryo: Joel Coen, Ethan Coen


Orada Olmayan Adam  -  "The Man Who Wasn't There"  (2001 - ABD, İngiltere) - IMDb: 7,6 (24 ödül)
Yönetmen + Senaryo: Joel Coen, Ethan Coen

Coen kardeşler, Amerikalı polisiye yazarı Dashiell Hammet'ın "Kızıl Hasat (Red Harvest, 1929)" ve "Cam Anahtar (The Glass Key, 1931)" adlı romanlarından uyarladıkları Miller Kavşağı (Miller's Crossing, 1990) filmiyle kara filmle gangster filminin diğer türlerine çaprazlama yoluna gittiler. 

Miller Kavşağı  -  "Miller's Crossing"  (1990 - ABD) - IMDb: 7,9 (5 ödül) 
Yönetmen + Senaryo: Joel Coen, Ethan Coen

Bir komedi filmi olan Büyük Lebowski (The Big Lebowski, 1998), Chandler'a bir adak ve Altman'ın Uzun Elveda'sına (The Long Goodbye, 1973) bir saygı gösterisiydi. 

Büyük Lebowski  -  "The Big Lebowski"  (1998 - ABD, İngiltere) - IMDb: 8,2 (1 ödül)
Yönetmen + Senaryo: Joel Coen, Ethan Coen

Ancak çağdaş filmler arasında belki de hiçbiri, senarist-yönetmen Quentin Tarantino'nun çektiği "B filmi ruhu taşıyan A filmleri" kadar iyi bir biçimde klasik kara filmi yansıtabilmiş değildir. Rezervuar Köpekleri (Reservoir Dogs, 1992) ve Ucuz Roman (Pulp Fiction, 1994) filmleri, Coen kardeşleri hatırlatır bir biçimde umarsızca özgönderimseldir; bıyık altından gülen bir duyarlılığa sahiptir. 

Rezervuar Köpekleri  -  "Reservoir Dogs"  (1992 - ABD) - IMDb: 8,3 (8 ödül)
Yönetmen + Senaryo: Quentin Tarantino


Ucuz Roman  -  "Pulp Fiction"  (1994 - ABD) - IMDb: 8,9 (1 Oscar + 69 ödül)
Yönetmen + Senaryo: Quentin Tarantino

Dönemin dikkate değer kara filmleri arasında (bunların kimisi retrodur kimisi ise çağdaş) John Dahl'ın Red Rock Kasabası (Red Rock West, 1993) ve Son Ayartma (The Last Seduction, 1994) filmleri, 


Red Rock Kasabası  -  "Red Rock West"  (1993 - ABD) - IMDb: 7,0
Yönetmen + Senaryo: John Dahl


Son Ayartma (Son Tahrik)  -  "The Last Seduction"  (1994 - ABD, İngiltere) - IMDb: 7,2 (11 ödül)
Yönetmen: John Dahl

Amerikalı yazar Jim Thompson'ın 4 roman uyarlaması, Toplu Cinayet (The Kill-Off, 1989), Karanlıktan Sonra, Tatlım (After Dark, My Sweet, 1990), Yasak İlişkiler (The Gifters, 1990) ve Kaçış (The Getaway, 1994); Sıcak Bölge (The Hot Spot, 1990), Miami Blues (1990) ve Olağan Şüpheliler (The Usual Suspects, 1995) gibi filmler vardır.


Toplu Cinayet  -  "The Kill-Off"  (1989 - ABD) - IMDb: 6,3
Yönetmen + Senaryo: Maggie Greenwald


Karanlıktan Sonra, Tatlım  -  "After Dark, My Sweet"  (1990 - ABD) - IMDb: 6,6
Yönetmen + Senaryo: James Foley


Dolandırıcılar (Yasak İlişkiler)  -  "The Grifters"  (1990 - ABD) - IMDb: 7,0 (13 ödül)
Yönetmen: Stephen Frears


Kaçış  -  "The Getaway"  (1994 - ABD, Japonya) - IMDb: 5,7
Yönetmen: Roger Donaldson


Sıcak Bölge  -  "The Hot Spot"  (1990 - ABD) - IMDb: 6,4
Yönetmen: Dennis Hopper


Miami Blues  (1990 - ABD) - IMDb: 6,4 (2 ödül)
Yönetmen: George Armitage


Olağan Şüpheliler  -  "The Usual Suspects"  (1995 - ABD, Almanya) - IMDb: 8,6 (2 Oscar + 28 ödül)
Yönetmen: Bryan Singer

Televizyonda Mavi Ay (Moonlighting, 1985-89) adlı dizi klasik dönemde bulunan espri anlayışına duyduğu sıra dışı bir saygı gösteriyordu. 

Mavi Ay  -  "Moonlighting"  (1985-'89 - ABD) - IMDb: 7,7 (3 Golden Globes + 13 ödül)
Yönetmen: Allan Arkush, Peter Werner, Christian I. Nyby II, ...

1984 '89 arasında Mickey Spillane'in tasarımında özel dedektif Mike Hammer, Stacy Keach tarafından oynandı ve daha sonra 1997-98'de bunun başarısız bir tekrarı çekildi. 


Mike Hammer  (1984-'89 - ABD) - IMDb: 6,9 (1 ödül)
Yönetmen: Ray Danton, Michael Preece, James Frawley, ...

İngiltere'de çekilen ve Dennis Potter tarafından yazılan mini dizi Şarkı Söyleyen Dedektif (The Singing Detective, 1986) Philip Marlow adlı gizemli bir yazarın hikâyesini anlatıyordu; bu dizi en başarılı yeni-kara filmlerden biri olarak görüldü ve bazı eleştirmenler onu tüm zamanların en başarılı televizyon yapımı olarak gösterdi...

2000'lerin en önde gelen kara film yönetmenleri arasında Akıl Defteri (Memento 2000), Uykusuz (Insomnia, 2002) ve Batman Başlıyor (Batman Begins, 2005) filmlerinin yönetmeni Christopher Nolan vardır. 


Akıl Defteri  -  "Memento"  (2000 - ABD) - IMDb: 8,5 (46 ödül) 
Yönetmen: Christopher Nolan   -  Senaryo: Christopher Nolan, Jonathan Nolan

Son dönemdeki bazı örnekler Soğutucu (The Cooler, 2003) ve Buz Hasadı (The Ice Harvest, 2005) ve Max Payne'in (Max Payne, Finlandiya'da üretilmiş ve yayınlanmış bir üçüncü şahıs nişancı oyundur.) bilgisayar oyunu olabilir. 

Vegas'ta Son Şans  (Soğutucu)  -  "The Cooler"  (2003 - ABD) - IMDb: 7,0 (11 ödül)
Yönetmen: Wayne Kramer


Buz Hasadı  -  "The Ice Harvest"  (2005 - ABD)  - IMDb: 6,3
Yönetmen: Harold Ramis

2005 yılında yönetmen Shane Black, ilk öykülerini 1920'lerde basan Bretty Halliday'in bir suç romanından kısmen etkilenerek Öp Öp Vur Vur (Kiss Kiss Bang Bang, 2005) adlı filmi çekti. Filmin yalnızca kara filmin değil yeni-kara filmin konvansiyonlarının da farkında oluşu onu belki de yepyeni-kara film yapmaktadır. 

Öp Öp Vur Vur  -  "Kiss Kiss Bang Bang"  (2005 - ABD) - IMDb: 7,7
Yönetmen: Shane Black

Sean Penn'in Rehin (The Pledge, 2001) adlı filmi Friedrich Dürrenmatt'ın özgönderimsel romanından uyarlanmış olmakla birlikte, bir dereceye kadar kara film özellikleri göstermekteydi. 

Söz (Rehin)  -  "The Pledge"  (2001 - ABD) - IMDb: 6,9 (1 ödül)
Yönetmen: Sean Penn

Yeni-kara filmin belki de en büyük ticari başarısını Robert Rodriguez'in yönettiği, siyah beyaz stilize, tuhaf görüntülerin kullanıldığı Günah Şehri (Sin City, 2005) adlı film kazandı. Günah Şehri, Amerikalı yazar Mickey Spillane'in ve diğer ucuz roman yazarlarının çalışmalarına çok şey borçlu olan Frank Miller'in çizgi romanından uyarlanmıştı. 

Günah Şehri  -  "Sin City"  (2005 - ABD) - IMDb: 8,1 (24 ödül)
Yönetmen: Frank Miller, Robert Rodriguez, Quentin Tarantino
Bu filmin devamı niteliğinde olan Günah Şehri: Uğruna Öldürülecek Kadın (Sin City: A Dame to Kill For) 2014'te vizyona girmiştir.

Benzer bir şekilde Sam Mendes'in yönettiği Azap Yolu (Road to Perdition, 2002), David Cronenberg'in yönettiği Şiddetin Tarihi (A History of Violence, 2005) filmleri de çizgi romanlardan esinlenilmişti. Özellikle bu ikinci film pek çok eleştirmene göre son on yılın en iyi kara filmiydi. 

Azap Yolu  -  "Road to Perdition"  (2002 - ABD) - IMDb: 7,7 (1 Oscar + 22 ödül)
Yönetmen: Sam Mendes


Şiddetin Tarihi  -  "A History of Violence"  (2005 - ABD, Almanya) - IMDb: 7,5 (34 ödül)
Yönetmen: David Cronenberg


Psiko-kara film
Bu akımın kökeni Taksi Şoförü (Taxi Driver, 1976), Beyin Fırtınası (Brainstorm, 1965), Zirve (White Heat, 1949) ve Üçüncü Kattaki Yabancı (Stranger on the Third Floor, 1940) hatta Fritz Lang'ın filmi (1931) filmine kadar izlenebilir. 

David Lynch'in çalışmaları olan Mavi Kadife (Blue Velvet, 1986), İkiz Tepeler: Ateş Benimle Yürür (Twin Peaks: Fire Walk with Me, 1992), Kayıp Otoban (Lost Highway, 1996), Mulholland Çıkmazı (Mulholland Drive, 2001) adlı filmler, İkiz Tepeler (Twin Peaks, 1990-91) serisiyle birlikte kara filmin giderek kendine özgü bireysel bir bakışa yöneldiğini gösterdi ve ruhsal sorunları olan yahut sosyopat eğilimler gösteren başkahramanlar, Lynch'in o kadar karakteristik yönleri haline geldi ki, çalışmaları diğerlerinden ayrı bir sınıfa, psiko-kara film sınıfına dahil edilmeye başlandı. 

Mavi Kadife  -  "Blue Velvet"  (1986 - ABD)  -  IMDb: 7,8 (22 ödül)
Yönetmen + Senaryo: David Lynch


İkiz Tepeler: Ateş Benimle Yürür  -  "Twin Peaks: Fire Walk with Me"  (1992 - ABD, Fransa)  -  IMDb: 7,2 (3 ödül)
Yönetmen: David Lynch


Kayıp Otoban  -  "Lost Highway"  (1997 - ABD, Fransa)  -  IMDb: 7,7
Yönetmen + Senaryo: David Lynch


Mulholland Çıkmazı  -  "Mulholland Dr."  (2001 - ABD, Fransa)  -  IMDb: 8,0 (49 ödül)
Yönetmen + Senaryo: David Lynch

Mavi Kadife filminin ardından David Cronenberg tarafından yönetilen Çıplak Şölen (Naked Lunch, 1991) ve Çarpışma (Crash, 1996) filmleri iki benzer adaptasyondur. Yönetmen David Fincher da bunu Yaratık 3 (Alien 3, 1992), çok başarılı bir yeni kara film olan Yedi (Se7en, 1995) ve artık piyasaya sürüldüğü zamankinden daha çok ses getiren bir psiko-kara film olan Dövüş Kulübü (Fight Club, 1999) filmleriyle izledi. Nolan'ın Memento'su da, Takip (Following, 1998) adlı filmiyle birlikte bir psiko-kara film sayılabilir. 2000'li yıllarda Park Chan-wook adlı Güney Koreli yönetmen psiko-kara film türündeki en ünlü yönetmenlerden biri haline gelmişti.

Müthiş Yemek (Çıplak Şölen)  -  "Naked Lunch"  (1991 - Kanada, İngiltere, Japonya)  -  IMDb: 7,1 (15 ödül)
Yönetmen + Senaryo: David Cronenberg



Çarpışma  -  "Crash"  (1996 - Kanada, İngiltere)  -  IMDb: 6,4 (8 ödül) Yönetmen + Senaryo: David Cronenberg



Yaratık 3  -  "Alien³"  (1992 - ABD)  -  IMDb: 6,4 (4 ödül)
Yönetmen: David Fincher



Yedi  -  "Se7en"  (1995 - ABD)  -  IMDb: 8,6 (24 ödül)
Yönetmen: David Fincher



Dövüş Kulübü  -  "Fight Club"  (1999 - ABD)  -  IMDb: 8,8 (7 ödül) Yönetmen: David Fincher



Takip  -  "Following"  (1998 - İngiltere)  -  IMDb: 7,6 (5 ödül)
Yönetmen + Senaryo: Christopher Nolan



Kara Bilim-Kurgu

Klasik dönemden sonra kara filmi etkileyen en önemli trendlerden biri bilim kurgu oldu. Groundstar Komplosu (The Groundstar Conspiracy, 1972) adlı film Welles adlı amansız bir dedektif olan amnezik bir karakteri merkezine alır. 


Groundstar Komplosu  -  "The Groundstar Conspiracy"  (1972 - Kanada, ABD)  -  IMDb: 6,0 (5 ödül)
Yönetmen: Lamont Johnson

Açlık (Soylent Green, 1973) distopik bir yakın gelecek dünyasını resmeden ilk büyük örnektir. Başrolünü Charlton Heston'un oynadığı filmde kara filmin izleri açıktır. 

Açlık  -  "Soylent Green"  (1973 - ABD)  -  IMDb: 7,1 (3 ödül) 
Yönetmen: Richard Fleischer

Filmin yönetmeni Richard Fleischer daha önce pek çok başarılı B türü kara filme imzasını atmıştır, bunlar arasında Zırhlı Araç Soygunu (Armored Car Robbery, 1950) ve Dar Sınır (The Narrow Margin, 1952) gibi filmler vardır. 

Zırhlı Araç Soygunu  -  "Armored Car Robbery"  (1950 - ABD)  -  IMDb: 7,0 
Yönetmen: Richard Fleischer


Dar Sınır  -  "The Narrow Margin"  (1952 - ABD)  -  IMDb: 7,7 
Yönetmen: Richard Fleischer

Klasik kara filmin kinik ve üslupçu perspektifi, 1980'lerin başında bilim kurgu türünün siberpunk alttürüne ilham verdi. Yönetmenliğini Ridley Scott'un yaptığı Bıçak Sırtı (Blade Runner, 1982) adlı film bundan doğrudan etkilenenlerin başında gelir. Film klasik kara film türüne pek çok açık saygı gösterisinde bulunur (Scott sonradan keskin bir kara suç melodramı olan Biri Beni İzliyor (Someone to Watch Over Me, 1987) adlı filmi çekecekti). Siberpunk'ın ve kara bilim kurgunun sonraki örnekleri arasında Gattaca (1997), Dark City (1998), On Üçüncü Kat (The Thirteenth Floor, 1999) ve Azınlık Raporu (Minority Report, 2002) filmleri gösterilebilir. 

Bıçak Sırtı  -  "Blade Runner"  (1982 - ABD, Hong Kong, İngiltere)  -  IMDb: 8,2 (10 ödül) 
Yönetmen: Ridley Scott


Biri Beni İzliyor  -  "Someone to Watch Over Me"  (1987 - ABD)  -  IMDb: 6,1 
Yönetmen: Ridley Scott


Gattaca  (1997 - ABD)  -  IMDb: 7,8 (6 ödül)
Yönetmen + Senaryo: Andrew Niccol


Karanlık Şehir  -  "Dark City"  (1998 - Avustralya, ABD)  -  IMDb: 7,7 (6 ödül) 
Yönetmen: Alex Proyas



13. Kat  -  "The Thirteenth Floor"  (1999 - Almanya, ABD)  -  IMDb: 7,0 
Yönetmen: Josef Rusnak



Azınlık Raporu  -  "Minority Report"  (2002 - ABD)  -  IMDb: 7,7 (16 ödül) 
Yönetmen: Steven Spielberg

Kabuktaki Hayalet 1. ve 2. (Ghost in the Shell, 1995/Ghost in the Shell 2: Innocence, 2004) adlı anime filmleri de kara bilim kurgu olarak gösterilebilir.

Kabuktaki Hayalet 1  -  "Kôkaku Kidôtai (Ghost in the Shell)"  (1995 - Japonya)  -  IMDb: 8,0 (5 ödül) 
Yönetmen: Mamoru Oshii


Kabuktaki Hayalet 2  -  "Kôkaku Kidôtai (Ghost in the Shell)"  (2004 - Japonya)  -  IMDb: 8,0 (5 ödül) 
Yönetmen: Mamoru Oshii



Alıntı: Metinler "tr.wikipedia.org" sitesinden alınmıştır. 

Örneklenen 187 film, posterleriyle görsel hafıza oluştrurmak amacıyla öğütülmüştür...